bilimsel makale 2. Türkiye'de ısıtma enerjisi korunumkuonusundaki yönetmilikvestandartlar Türkiye'de ısıtma enerjisi korunumu konusundaki yönetmelik ve standartlar, • 1970 yılında uygulamaya konulan "TS 825 - Binalarda lsı Etkilerinden Korunma Kuralları". • 3 Kasım 1977 tarihinde yürürlüğe giren, Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı "!sıtma ve Buhar Tesislerinde Ekonomi Sağlanması ve Hava Kirliliğinin Azaltılması Yönetmeliği". • 16 Ocak 1985 tarihinde yeniden gözden geçirilmiş son durumuyla Bayındırlık ve İskan Bakanlığı tarafından yürürlüğe giren ve halihazırda yürürlükte olan "lsı Korunumu Yönetmilği". • Henüz taslak halinde olan yeni "TS 825 Standardı" olarak sıralanabilir. • "TS 825 - Binalarda lsı Etkilerinden Korunma Kuralları". Bu standart, Türkiye'nin iklim bölgelerine ve yapı bileşenlerinin türüne bağlı olarak, bu bileşenlerin sahip olması gereken en az ısı geçirgenlik dirençlerini vermektedir. Bu standart yapı bileşenlerinin en az ısı geçirgenlik dirençlerini yalnız apak bileşenler için vermiş olup, bu bileşenlerin baktığı yönü, eğimlerini cephenin saydamlık oranlarını, cam türünü ve bina biçimini hesaba katmamıştır. Standardın göz önüne almadığı tüm bu değişkenler, yapıların ısıtma gereksinmesi miktarının ve dolayısıyla, tüketeceği yakıt miktarının belirlenmesinde etkili olmaktadır. • !sıtma ve Buhar Tesislerinde Ekonomi Sağlanması ve Hava Kirliliğinin Azaltılması Yönetmeliği". Bu yönetmelik en az yapma ısıtma enerjisi gereksinmesi oluştu30 --------------------- racak yapıları, dış alanlarının ortalama toplam ısı geçirme katsayısı ile tanımlamaktadır. Yönetmelikte, FN oranlarına (binanın ısı kaybeden toplam alanının çevrelediği hacime oranı) ve dış tasarım sıcaklıklarına bağlı olarak, dış alanların ortalama toplam ısı geçirme katsayısı üst sınır değerleri ve dış tasarım sıcaklıklarına göre pencere dış duvar ortalama toplam ısı geçirme katsayılarının maksimum değerleri belirlenmiştir [1 ]. Ancak, yapılar ve dış duvarlar için önerilen ortalama ısı geçirgenlik katsayıları, binanın veya kabuk elemanının yönlendiriliş durumundan bağımsız olarak verilmişlerdir. Ayrıca, bu değerlerin hesaplanmasında, güneş radyasyonunun ısıtıcı etkisinin katkısı ele alınmamıştır. Bu yönetmelik daha sonra ortadan kalkarak yerini, 16 Ocak 1985 tarihinde yeniden gözden geçirilmiş son durumuyla Bayındırlık ve İskan Bakanlığı tarafından yürürlüğe giren ve halihazırda yürürlükte olan "lsı Korunumu Yönetmilği"ne bırakmıştır. • Bayındırlık ve İskan Bakanlığı tarafından yürürlüğe giren ve halihazırda yürürlükte olan "lsı Korunumu Yönetmeliği". Halihazırda yürürlükte olan bu yönetmelik, Türkiye'nin iklim bölgeleri için yapı bileşenlerinin ısı geçirgenlik dirençlerinin alt sınır değerlerini ve pencere-dış duvar ortalama ısı geçirme katsayılarının üst sınır değerlerini belirlemiş ve Türkiye'deki tüm yapılarda bu değerlere uyulmasını zorunlu kılmıştır 12].Ancak bu yönetmelikte de bir önceki yönetmelikte olduğu gibi, yön değişkeni ve güneş ışınımının ısıtıcı etkisi ihmal edilmiştir. Yönetmelik bölgelerindirme esasına dayandırılmasına rağmen, aynı bölgede yer alan fakat meteorolojik verileri birbirinden farklı yöreler için yönetmeliğin verdiği değerler aynıdır. Buna ek olarak, yapı bileşenlerine ve elemanlarına uygulanması istenen ısı geçirgenlik direnci ve toplam ısı geçirme katsayıları, bu elemanların baktığı yön, eğim ve cephenin saydamlık oranı gibi yapma çevre değişkenlerinden bağımsız olarak verilmiştir. Yukarıda varılan sonuçlardan görüldüğü gibi yürürlükteki yönetmeliğin ısıtma enerjisi korunumunu hedefleyen yapılar için yetersiz olduğu kesinleşmiştir. Bu yetersizliği gidermek için TS 825 Standardı tekrar ele alınarak, yakın bir gelecekte yürürlüğe girmesi beklenen yeni bir taslam olarak hazırlanmış bulunmaktadır. • Taslak olarak hazırlanan TS 825 Standardı. Ülkemizde uzun yıllardır, yetersizliği vurgulanan ısı korunumu ile ilgili yönetmeliklerin eksilkliklerini ortadan kaldırmak amacıyla yeni bir taslak hazırlanmıştır. Hazırlanan bu yeni taslak standart, yapılarda yıllık enerji miktarlarını hesaplayarak, ısıtma enerjisi harcamalarını sınırlandırmayı hedeflemektedir [3]. Bu açıdan yeni tasarının daha önceki yönetmelik ve standartlarda ele alınmayan tasarım parametrelerini de hesaba katması doğru bir yaklaşım olarak görülmekle birlikte, temel alınan hesaplama yöntemi, Türkiye kadar güneşli olmayan ülkeler için hazırlanan aynı tür yönetmeliklere dayandırılmıştır. Örneğin güneş ışınımının ısıtıcı etkisi ihmal edilmemekte ancak güneş ışınımı ile ilgili veriler doğru ve duyarlı olarak hesaba katılmamaktadır. Ayrıca bu yönetmelikte de bölgelendirme.doğru bir esasa dayandırılmamaktadır. Bölgelendirmede derece-gün yöntemi ele alınmış ancak, hava sıcaklığı dışında; güneş ışınımı, rüzgar ve bağıl nemlilik gibi bölgenin iklim karakterini belirleyen önemli etkenler ve insanın iklimsel ihtiyaçları hesaba katılmamıştır. Yukarıda irdelenen olumsuzlukları gidermek için, İTÜ Mimarlık Fakültesi'nde, Türkiye koşullarına
RkJQdWJsaXNoZXIy MTcyMTY=