Yalıtım Dergisi 15. Sayı (Kasım-Aralık 1998)

bilimsel makale _____________ _ S: Kaynak D: Doğrudan gelen ses R: Reverbesyon Mekanda doğrudan ve reverberasyon olayı ile oluşan gürültü. sı cephe elemanı detaylandırmalarının bu anlamda iyi çözümlenmemesinden ileri gelmektedir. Bu tespitler anket çalışması ile de desteklenmektedir. Anket formunun bu konu ile ilgili sorusuna yanıt veren ve dış kaynaklı gürültüleri algılayan 84 kişiye göre, iç mekana yansıyan dış ortam gürültüleri olarak bu kişilerin % 63'ü trafik, % 19'u iş ve çalışma sesleri, % 8'i de insan sesleri olarak ifade etmişlerdir. % 1O'u ise çeşitli sesler algıladıkları halde kaynak belirtmemişlerdir. İç mekanların akustik koşullar açısından, kabul edilen esaslara göre yapılan ölçümlerden elde edilen verilerin, değerlendirilmesi sonucunda, çalışma yapılan toplam 23 büro binasının; • % 26'sında (6 adet) akustik koşulların yetersiz, • % 43'ünde (1O adet) akustik koşulların kabul edilebilir bölgede ve • % 31'inde (7 adet) ise akustik koşulların yeterli olduğu anlaşılmıştır. Burada iç mekan gürültü seviyeleri değerlendirilirken Alman Standardı TGL 10687'den hare26 ket edilmiştir. Cephe elemanının ses geçirmezliği belirlenirken de DiN 4108 esas alınmıştır. Mekanlar reverberasyon süreleri açısından irdelendiğinde, reverberasyon sürelerinin büroların % 31'inde yüksek, % 26'sında düşük ve % 43'ünde ise normal seviyede olduğu saptanmıştır. Burada iç mekanda kullanılan malzemelerin yanında büro şekillerinin de rolü büyük bir önem taşıdığı ortaya çıkmaktaır. Elde edilen bu verilere göre reverberasyon süreleri açısından çalışma yapılan büroların çoğunluğu olumsuz bir nitelik taşımaktadır. Büro mekanlarının anket verilerinegöreirdelenmesi Anket çalışmasının sorularına verilen yanıtlara göre kişiler genel olarak 1. derecede hava ve çevre kirliliğinden, 2. derecede gürültüden, 3. derecede ulaşım sorunlarından ve 4. derecede ise kalabalıklaşmadan şikayet etmektedirler. Anketin, büro iç mekandaki iç iklimsel şartların saptanması için yöneltilen sorulara göre sujelere, 1. derecede gürültüden, 2. derecede ısısal sorunlardan, 3. derecede aydınlatma koşullarından ve 4. derecede nem şartlarından etkilenmektedirler. Aynı şekilde kişilerin en çok etkilendiği büro iç mekan gürültü kaynaklarını tespit etmek amacıyla yöneltilen sorulara göre, sujeler 1. derecede insan seslerinden, 2. derecede büro araç ve gereç gürültülerinden, 3. derecede fon gürültüsünden ve 4. derecede çeşitli tesisat gürültülerinden rahatsız olmaktadırlar. Bu verilere göre çalışan kişilerin, işyerlerinin akustik koşullar bakımından sağlıklı olup olmadığı konusundaki soruya verdikleri yanıtlara göre, % 78'i yetersiz olduğu, % 15'i yeterli olduğu ve % ?'si ise bu konuda bir bilgisi olmadığını belirtmişlerdir. Sonuçta, anket çalışmasının uygulandığı 130 kişinin verilerine göre, çalışanlar büro iç mekanında birinci derecede gürültülerden etkilenmektedir. Bu gürültüler çoğunlukla kararlı sınıfına giren gürültü tipidir ve 1. derecede mekan içi ses kaynaklarından oluşmaktadır. Akustik açıdan incelemeleri yapılan büro mekanlarının akustik yönden fiziksel verileri ve anket çalışmasının sonuçlarının birbirleriyle kıyaslanması neticisinde elde edilen verilerin birbirleriyle uygunluk içerisinde oldukları saptanmıştır. Sonuç Çalışmanın verilerine göre konuşma ve insan sesleri gürültülerinin hakim olduğu büro mekanlarında insan etkeni önem taşımamaktadır. Bu nedenle, söz konusu gürültülerin kaynakta önlenmesi veya kaynakla alıcı arasında bir ses kontrolünün gerekliliği ortaya çıkmaktadır. Kişilerin gereksiz yere gürültü çıkarmamaları ve bu yönde bilinçlendirilmeleri, gürültünün kaynakta kontrolü açısından en önemli olanıdır. Çünkü, gürültü

RkJQdWJsaXNoZXIy MTcyMTY=