Yalıtım Dergisi 149. Sayı (Ağustos 2016)
21 Ağustos 2016 • www.yalitim.net Türkiye’deki kapasite artışı üzerine yapacağımız yatırımlardan çok daha cazip geliyor. Yurtdışına yatırım yaparak Ravaber’i uluslararası bir marka yapmak istiyoruz ”. TÜRKİYE VE ÇEVRESİNİN EN BÜYÜK TAŞYÜNÜ TESİSİ OLACAĞIZ Türkiye’de kurulu kapasitelerini 110 bin tona çıkararak taş- yünü alanında en büyük tesis olacaklarını ifade eden Hasyüncü, “ Avrupa’da yatırımımızı kovalarken, Türkiye’de de ikinci fab- rikamız için yatırım hazırlığı yapıyoruz. Mevcut fabrikamızda üçüncü hattımızı kuruyoruz. Temmuz ayında bu hattımızın devreye girmesiyle 110 bin tonluk bir kapasiteye ulaşacağız. Böylelikle aslında sadece Türkiye’de değil, Türkiye’nin çevre- sindeki ülkelere de bakıldığında taşyünü alanında en büyük kapasiteye sahip tesis olacağız. Mevcut istihdamımız 220 kişi. Bu yatırımımızla yaklaşık 90 kişilik yeni istihdam sağlayacağız ” ifadelerini kullandı. RAVABER BU YIL YÜZDE 40 BÜYÜYECEK Bu yıl için belirledikleri yüzde 40’lık büyüme hedefinin, ilk çeyrek rakamlarına göre daha üzerinde bir büyüme sağ- layacaklarını kaydeden Hasyüncü, “ 2015 yılında yüzde 25 oranında bir büyüme kaydettik. Bu yıl için daha agresif bir büyüme hedefi koyduk. Çünkü hem mevcut hatlarımızdaki kapasite kullanımını artırma hedefimiz vardı, hem de yeni hattın devreye girmesini öngörerek bu yıl yüzde 40’lık bir büyüme hedefimiz var. İlk çeyrek rakamımıza baktığımızda aslında bu rakamın üzerinde seyrediyoruz. Kışın daha yumu- şak geçmesi, inşaat sektörünü çok durdurmadı. Dolayısıyla hazırladığımız büyüme planı olumlu yönde etkilendi ” dedi. Taşyünü pazarının yaklaşık yüzde 35’ine hakim olduklarını belirten Hasyüncü, “ Sektör olarak taşyünü büyüyen bir sektör ama çok rekabetçi bir pazar. Türkiye’de şu anda toplam pazar büyüklüğünü 170 bin ton olarak öngörüyoruz. 300 bin tona ulaşan bir kurulu kapasite var. Yani atıl kalan tesisler oluyor. Ama Rusya pazarı 2 milyon tonluk bir pazar var. Dünyanın en büyük taşyünü pazarı Rusya’da ama buna rağmen fiyatlar bizimkinden yüzde 20 daha pahalı. İç pazardaki ürün fiyat- ları küçük üreticilerin maliyetlerinden daha düşük. Biz şu an pazarın yaklaşık yüzde 35’ine hakimiz. Yeni yatırımlarla bu payı biraz daha yükseltmiş oluruz ” şeklinde konuştu. ATIKLARDAN BRİKET ÜRETTİK, DEMİR HAMMADDESİ ÇIKARDIK Tamamen entegre çalıştıklarının da altını çizen Hasyüncü, üretimleriyle ilgili ise şu bilgileri verdi: “ Madenimizi kendi ocaklarımızdan çıkarıyoruz. Elyafı ürettikten sonra bağlamak için kullanılan tutkalı kendimiz üretiyoruz. Eritmede ihtiyacı- mız olan oksijeni kendimiz üretiyoruz. Çevreci bir firmayız. Yeni bir briket tesisi kurduk. Taşyünü üretiminde, üretim süreci içinde meydana gelen bütün atıkları alıyoruz ve sıkış- tırarak taş haline getiriyoruz. Onu hammadde olarak fırında tekrar eritip, geri kullanıyoruz. Erittiğimiz taşın yüzde 11’i demir. Demir de yalıtım malzemelerinde istenilen bir ürün değil. Demiri taştan ayrıştırıp, çöp olarak atıyorduk. Bunun için de farklı bir formül geliştirdik. Günde yaklaşık 13-14 ton demir elde ediyoruz. Bunu demir külçesi haline getirip, demir çelik sanayine satıyoruz ”. “Taşyününden topraksız tarım yapılabilmesine imkan veren yeni ürün projemiz yaklaşık 2.6 milyon TL’lik bütçeye sahip bir TÜBİTAK Projesi. Üretilen taşyününün yüzde 98’i doğal- taş. Yani toprağın içindeki değerler, taşın içinde de var. Taşyünü üretirken küçük miktarda kimyasal bir bağlayıcı kullanıyoruz. Bu bağlayıcıyı küçük miktarda da olsa tarım alanında kullanmak istemedik. Yeni bir bağlayıcı geliştirdik. O bağlayıcı ile beraber taşyününde de gelişme sağlayarak tarım sektörüne girmeye karar verdik. Bizim için biraz uzun bir süreçti. TÜBİTAK, yatırımımızın yüzde 40’ını destekledi. Yaklaşık 18 aylık bir program. İlk 6 ayını tamamladık. Şu anda makinelerimiz kuruluyor. Ayrıca kendimize bir laboratuvar serası yapacağız. Oradaki gelişmeleri takip edeceğiz. Diğer yandan yurtdışından bu ürünü ithal eden seralara numune ürünler gönderiyoruz. Onlardan da dönüşleri dikkate alarak, ürünü geliştirmek için çalışmalara devam ediyoruz. Bu ürü- nümüzü Ravagri markası ile piyasaya sunma planımız var. Topraksız tarım alanında taşyünü üretiminde Türkiye’de ilk ve tek, dünyada üçüncü üretici olacağız”. “Taşyününün önemli bir özelliği de 1000 °C’ye kadar yanma mukavemetinin olması. Ama bunun da karşılayamadığı, mesela demir çelik, çimento ve cam endüstrisi gibi sıcaklıklar var. Yalıtım olarak 1000 °C’nin üzerindeki yerlerde seramik yününe ihtiyaç duyuluyor. Seramiğin hammaddelerini 300 0C’de eriterek, 1300 ile 1600 °C sıcaklığa dayanan çeşitli özelliklerde seramik yünü elde ediyoruz. Bu alanda da Avrupa’da şu anda iki üretici var. Türkiye’ye ise bu ürünler ağırlıklı Uzakdoğu pazarından geliyor. Üretimine yaklaşık 1 ay önce başladığımız bu ürünümüzle Türkiye’de ilk ve tek, Avrupa’da üçüncü üretici olduk. Amacımız ithalatın önünü kesip, elimizden geldiğince yerli ürünü desteklemek. Kur- duğumuz hattın kapasitesi 3 bin ton. Türkiye’nin toplam pazarı da 2 bin ton civarında. Ağırlıklı iç pazarda çalışacağız. Aynı zamanda yine ortağımız olan Ravago’nun Avrupa’daki rmaları vasıtasıyla bu ürünün Avrupa Bölgesi’ne ihracatını yapma çalışmalarına da başladık...”. TAŞYÜNÜNDEN TOPRAKSIZ TARIM YAPILACAK ÜRÜN GELİŞTİRİYORUZ AVRUPA’NIN ÜÇÜNCÜ SERAMİK YÜNÜ ÜRETİCİSİ OLDUK Y
Made with FlippingBook
RkJQdWJsaXNoZXIy MTcyMTY=