Yalıtım Dergisi 143. Sayı (Şubat 2016)
35 Şubat 2016 • www.yalitim.net veç, İsveç ve İspanya gibi ülkeler için ülkeye özel formatları da bulunmaktadır [3]. Yapıya özel BREEAM sertifikalandırma sistemlerinden biri olan Yeni Yapılar için BREEAM, 49 bağımsız konunun değer- lendirilmesini içerir ve bu konular 9 çevresel kategoriye ek 10. kategori olarak “İnovasyon” kategorisini de kapsar. Her konu yapıyla ilgili çevresel bir etkiye değinir ve belirli sayıda puanı vardır. BREEAM puanları, yapı konu dâhilinde belirlenen en iyi uygulama performansı seviyesine ulaştığında, örneğin, zararlı bir etkinin seviyesi azaltıldığında ya da binada yaşayacakların sağlığı ya da refahı için bir gelişme gösterildiğinde verilir. Yalıtım sektörü için en önemli olan sertifikalandırma sistemi şüphesiz ki yeni yapılara odaklanan sistemdir, çünkü yalıtımı binanın inşaatı tamamlandıktan sonra uygulamak çok daha zahmetli, dolayısıyla da daha masraflıdır. BREAAM kategori- lerinin Yeni Yapılar sertifikası için geçerli ağırlık yüzdelerini ve derecelendirilmek için gereken taban puanlarını aşağıdaki tablolarda görebilirsiniz [3]. Sertifikalandırma sistemlerinin ilki olan BREEAM, birçok yeni sistemin oluşumuna da liderlik etmiştir. Bu sistemlerin en önemlilerinden biri de, kısa sürede dünya çapında tanınan Amerika menşeli LEED olmuştur. LEED, USGBC (United Sta- tes Green Building Council) tarafından ilk defa 1998’de bina değerlendirmelerinde kullanılmıştır. USGBC, bünyesindeki üye kuruluşların bağış, aidat ve sertifikalandırma ücretleri saye- sinde LEED için BREEAM’a kıyasla daha aktif bir pazarlama stratejisi benimseyebilmiş, bu avantajla da Amerika menşeli şirketlerin iş yaptığı hemen her ülkede adını duyurmayı başar- mıştır. 2008 yılından itibaren ise USGBC sadece pazarlama aşamasında LEED’e destek vermekte, proje kayıt ve değer- lendirmeleri ise GBCI (Green Building Certification Institute) gelip geçici bir akım değil, bina yapımında kökten bir değişim olarak karşımıza çıkıyor. En basit haliyle Yeşil Binalar, üç birbiriyle ilgili hedefle açıklanabilir: Enerji verimliliği, her Yeşil Bina projesinin temel taşıdır. İyi tasarlanmış ve Yeşil Bina kavramına göre inşa edilmiş her bina mümkün olan en düşük seviyede enerji harcar ve yenilenebilir enerji kaynaklarını kullanmaya özen gösterir. Düşük enerji kullanan binalar inşa etmek sadece bina sahiplerine ekonomik açıdan fayda sağlamakla kalmaz, ayrıca iklim değişikliğini daha az etkileme, daha iyi hava kalitesi ve enerji kaynaklarının daha az kullanımı gibi geniş sosyal faydaları da beraberinde getirir. Doğal kaynakların korunumu, Yeşil Binaların ikinci hedefi- dir. Günümüzde inşa edilen yapılar için çok büyük miktarlarda tahta, su, metal ve fosil yakıt kullanılmaktadır. Bu soruna karşı geliştirilen yapı stratejileri arasında atık miktarını azaltmak için daha uzun ömürlü ürünler kullanmak ve geri dönüşüme ağırlık vermek yer almaktadır. İç mekân hava kalitesinin artırılmasının da binanın yapısıyla doğrudan ilgisi bulunmaktadır. Genellikle borularda akıntı ya da yanlış tasarlanmış ısıtma ve soğutma sistemlerinden kaynaklanan küf, iç mekân hava kalitesini düşürmektedir. Buradaki hava kirliliğinin bir başka sebebi ise yapı malzemeleri arasında yer alan bazı kimyasallardan yayılan gazlardır. Yeşil Bina, alan kullanımı ve planlanmasından materyal seçimine, enerji verimliliğine ve iç mekân hava kalitesine kadar uzanan, tasarım ve inşaatın her aşamasını kapsayan sistematik bir yaklaşımdır [2]. Yeşil Bina hareketine yön veren ikinci soru ise, bir yapının Yeşil Bina tanımına uyup uymayacağının nasıl anlaşılabileceği idi. Bu sorunun cevabı ise, geliştirilmiş yapılar hakkında detaylı kriterlerin belirlendiği ve bu kriterlerin puanlandığı bir yapı sertifikalandırma sistemini uygulamaya koymaktan geçiyordu. Bu makalede, Yeşil Bina kriterlerini anlamak için bu sistemler incelenmiştir. SONUÇLAR Sertifikalandırma uygulamalarının ilki, 1989 yılında İngiltere’de lanse edilen BREEAM (Building Research Estab- lishment Environmental Assessment Method) ile gerçekleş- miştir. Bir yapının çevresel performansını ölçmek amacıyla tasarlanmış bu sistem, hem Yeşil Bina kavramına standart bir tanım getirmesi, hem de derecelendirme için gerekli kri- terleri ortaya koyması ile çok kısa sürede başarı yakalamıştır. BREEAM, en eski Yeşil Bina değerlendirme sistemi olmasıyla birlikte, aralarında LEED’in de bulunduğu diğer sertifikalan- dırma sistemleri için bir temel oluşturmuştur. 2015 yılı itibariyle İngiltere’de 250,000’den fazla BRE- EAM sertifikalı bina bulunmaktadır ve 1 milyon bina da onay için sırada beklemektedir. Bu sayı, LEED sertifikalı binaların 20 katıdır. BREEAM her tip yapının sertifikalandırılmasında kullanılabilir ve belirli yapı tipleri için özel olarak tasarlanmış çeşitli sistemler de bulunmaktadır. BREEAM’ın Hollanda, Nor- Tablo 1. BREAAM sertifika seviyeleri taban puan yüzdeleri [3] Tablo 2. BREAAM Yeni Yapılar çevre puanı yüzdeleri [3] BREEAM sertifika seviyeleri Puan Yüzdesi Üstün Başarı 85 Mükemmel 70 Çok İyi 55 İyi 45 Geçer 30 Başarısız 30< BREEAM alanı Ağırlık yüzdesi Yönetim 12.0% Sağlık ve yaşam kalitesi 15.0% Enerji 19.0% Ulaşım 8.0% Su 6.0% Materyaller 12.5% Atık 7.5% Alan kullanımı ve çevrebilim 10.0% Kirlilik 10.0% İnovasyon 10.0%
Made with FlippingBook
RkJQdWJsaXNoZXIy MTcyMTY=