Yalıtım Dergisi 143. Sayı (Şubat 2016)

34 DEĞERLENDİRME Şubat 2016 • www.yalitim.net İ nsanoğlunun en temel ihtiyaçlarından biri olan barınma ihtiyacını karşılamak amacıyla inşa edilen yapılar, dünya- mızı önemli ölçüde ve geri dönülemez bir şekilde değişti- riyor. Global iklim değişikliği ve temel doğal kaynakların sürekli bir şekilde azaldığı gerçeği her gün başka bir şekilde karşımıza çıkıyor; yükselen deniz seviyesi, şiddetli hava olayla- rının artması, hastalıkların ağırlaşması ve kuraklık, bunlardan yalnızca birkaçı. Daha büyük boyutlu doğal afetler ve altından kalkılamayacak kadar yüklü enerji masrafları da geleceğimizin bir parçası olabilir. Yaşamak için enerji kaynaklarını tüketi- yoruz ve bu enerjinin yaklaşık üçte biri yapılarda tüketiliyor [1]. Yapılarda gerçekleşen enerji tüketimini azaltmak için uygulanan başarılı politikalar mevcut olmakla beraber, bun- ların sadece yerel çözümler getirdiği görülüyordu, ta ki Yeşil Bina hareketine kadar. YÖNTEMLER Günümüzün Yeşil Bina hareketi iki sorudan doğmuştur: Yeşil Bina nedir ve bir binanın bu tanıma uymak için gerekli kriterleri sağlayıp sağlamadığına nasıl karar verebiliriz? İlk sorunun cevabı teoride basit olsa da pratikte daha karmaşıktır. Bizim yeşil ya da sürdürülebilir olarak adlan- dırdığımız binalar aslında insanların içindeki bulundukları dünyada pozitif bir etki bırakmaları için ya da en azından insanoğlunun doğaya verdiği hasar miktarını biraz olsun azaltmak için kullanabilecekleri bir yoldur. Yani Yeşil Bina kavramı sadece binanın inşaatı aşamasında yapılan değişiklikler ile sınırlı değildir, binanın ve içinde yaşayanların çevreleriyle ilişkileriyle ilgilidir. Bu yolu seçmenin insana geri dönüşü ise daha uzun süre dayanan, ekonomik, daha sağlıklı ve rahat binalarda yaşama imkânıdır. Bu nedenlerle Yeşil Bina kavramı YEŞİL BİNALAR VE YALITIM AYHAN GÖKBAĞ, ÖZLEM YILDIZ ISIDEM Yalıtım Sanayi ve Ticaret A.Ş. info@isideminsulation.com

RkJQdWJsaXNoZXIy MTcyMTY=