Yalıtım Dergisi 140. Sayı (Kasım 2015)

42 Kasım 2015 • www.yalitim.net RÖPORTAJ kadar toplamda 436 milyon TL konsolide gelir ile, kapasite ve ciro açısından Türkiye’nin en büyük yalıtım firması olmak ve 1 milyon USD’ın üzerinde ihracat yaptığımız ülke sayısını her yıl bir ülke artırarak, ihracatın toplam cirodaki payını yüzde 25’e çıkartmak. YALITIM: 2016 yılı ve sonrası için neler planlıyorsunuz? ALI TÜRKER: Hazırladığımız beş yıllık stratejik iş planı kap- samında her yıl, yılda en az yüzde 25 büyüme hedefliyoruz. Ar-Ge ve pazarlama faaliyetlerine toplam 45 milyon TL kay- nak ayıracağız. 2020 yılında 436 milyon TL konsolide gelire ulaşarak, kapasite ve ciro açısından Türkiye’nin en büyük yalıtım firması olmayı hedefliyoruz. 2014 yılında ODE; TÜSİAD, SEDEFED ve Sabancı Üni- versitesi tarafından verilen Rekabet Gücü Ödülü’nde, tüm sektörler arasında “Türkiye’nin en rekabetçi şirketi” seçildi. Şirketimizin, ISO ikinci 500 listesindeki yükselişi sektör için örnek gösterilecek bir başarıdır. Hedefimiz yükselişimizi sürdürerek, ISO ilk 500 listesine girmek. Aldığı stratejik kararlar ve yaptığı yatırımlarla son 5 yılda yüzde 125 ile sektörün en hızlı büyüyen firması olan ODE, ürettiği tüm ürünlerde en yüksek pazar payına ve toplamda en yüksek ciroya sahip olarak, yalıtım sektörünün devi olmayı vizyonundan çıkarmayacaktır. Toplam ciroda Türkiye liderliği önceliğimizdir. Ardından da sık sık yinelediğimiz gibi, nihai hedefimiz yalıtım sektöründe Türkiye’den çıkmış global bir marka yaratmak. YALITIM: Yalıtım sektörü 2015’i nasıl geçirdi; 2016 ve sonrası için neler öngörüyorsunuz? ALI TÜRKER: Yaşanan ekonomik gelişmeler doğrultusunda bu yıl yalıtım sektöründe de bir daralma gözlemliyoruz. Pazara giren pek çok yeni oyuncu ile rekabet artıyor, kapasite kullanım oranlarının düşmesi sonucu da fiyatlar aşağı seyre- derken, satış vadeleri uzuyor. Değişen kurlar nedeniyle mali- yetler artıyor, bu da karlılığın azalmasına neden oluyor. Dış pazarda ise ihracat yaptığımız komşu ülkelerdeki ekonomik ve siyasal problemlerin etkisini hissediyoruz. Bu koşullarda da en önemli faktör olarak rekabet ön plana çıkıyor. Bugün Türkiye’de, 15 milyondan fazla yalıtımsız bina var. Bu da, binaların yüzde 85’inin yalıtımsız olduğu anlamına geliyor. Yalıtımsız binalar nedeniyle yaşanan enerji kaybının, her yıl ülke ekonomisine bedeli oldukça yüksek. Türkiye, top- lam enerji ihtiyacının yüzde 75’ini ithal ediyor. 2014 yılında ülkemizde 55 milyar dolar enerji maliyeti oluştu ve bunun 20 milyar dolarının konutlarda oluştuğunu biliyoruz. Kabaca bir tahminle doğru yalıtımla, 8,5 milyar dolar gibi büyük bir rakamda tasarruf sağlanabilir. Yani konutlarda standartlara uygun yalıtım uygulamaları ile ülke ekonomisine ciddi bir katkı sağlayacağımız aşikar. Bu açıdan Türkiye’nin doğru fizibilitelerle yapılan yatırım- lara ve sermayesi güçlü, iyi yönetilen şirketlere ihtiyacı var. Halen sektörümüzde haksız rekabet ve kayıt dışı üretim gibi yapısal sorunlar olduğunu görüyoruz. Bunu önlemek için sektör içi denetimin artırılması ve daha güçlü yaptırımların olması gerekir diye düşünüyorum. Ürün kalitesinde sürekliliği ve performans değerlerini ölçen laboratuarların da artması gerekir. ODE’nin Eskişehir’deki yeni üretim tesisi

RkJQdWJsaXNoZXIy MTcyMTY=