Yalıtım Dergisi 137. Sayı (Ağustos 2015)

42 Ağustos 2015 • www.yalitim.net 3.4. Karatay Medresesi Selçuklular’ın zengin mekanlı yapısına bir örnektir. Orta- sında bulunan büyük kubbenin altına havuz yerleştirilmiştir. Kubbeyi ve duvarları kaplayan çini mozaik süslemeleri var- dır. Taç kapıda renkli taş kakma düğümlü geçmeler yanında geometrik panolar, kabartma yazılar, ince detaylı mukar- naslar, sarma kemer motifleri, taş işlemelerden oluşur [6]. Odalardan bir kısmı yıkılmıştır. Tahmini olarak tamamlanmış planı verilmiştir (Şekil 4). Yapının ortadan fenerli kubbesi kurşun malzemeyle kaplanmış fakat kubbenin suları cephe duvarlarının üzerine akıtılmakta ve malzemelerin bozulmasına neden olmaktadır. Taç kapı cephesindeki yapı malzemelerinde bozulmalar görülmüştür. 3.5. Ince Minareli Medrese Konya’da Alaeddin Tepesi’nin batısındadır. Mimarı Kelük Bin Abdullah’tır. 1264 yılında yapılmıştır. Yapıda 1900 yıllarında onarım yapılmış, eyvanın iki tara- fında yıkık vaziyette bulunan kubbeli odalar onarılmış, ayrıca eyvanın arka duvarının açılmasını önle- mek için batısına iki kalın payanda duvarı yapılmıştır. 55 metre minarenin üst kısmı ve ikinci şerefesi 1901 yılında üst üste iki yıldırım düşmesi sonucu yıkılmış, mescidin de kubbesi çökmüştür [7]. Yıkılan minarenin kitabeli çinileri Alman Konsolosluğu’na taşınmıştır. Medresenin talebe hüc- releri tamamen ortadan kaldırılmıştır. 1956’da Taş ve Ahşap Eserler Müzesi olarak hizmete giren eserin etrafında temizlik çalışması yapılmış, etrafı duvarla çevrilmiş, açık müze haline getirilmiş, kubbeleri kurşunla kapatılmıştır. Duvarlara dıştan destekler yapılarak sağlamlaştırılmıştır. Medreseyle ilgili 2002 yılından sonra yapılan restorasyon çalışmalarında yapının dış ve iç kısmın tamamı elden geçirilmiştir. İlk bakımı yapılan bölümlerden birisi taç kapısıdır. Üst taraf yağmur ve kar sularıyla tahrip olmuştur. Zeminden kapilarite yoluyla yükselen sular portalin alt bölümünü bozmuştur. Gide- rek bu bozulmanın kademe kademe yukarıya doğru yükseldiği görülmektedir. Mescidde yapılan çalışmalarda kubbe orjinal haline uygun kesme taşlarla örülerek yapının üzeri kapatıl- mıştır. Mescidin duvarlarıyla ana yola bakan ön cephe revakı eski haline getirilmiş ve restore edilmiştir. Bugün içerisinde Selçuklu, Beylik ve Osmanlı dönemlerine ait Orta Çağ’a ışık tutan pek çok sanat eserinin sergilendiği istisna bir müzedir [7], [8]. Yapı malzemesi olarak kullanılan taşların gözenekli olması, çatıdan gelen suların alınışı, drenaj ve yalıtım sorun- larının tam olarak çözülememesi nedeniyle portal cephesi zeminden su almaktadır. Zeminden yükselen suyun seviyesi 3 m’yi bulmaktadır (Şekil 5). 3.6. Kubad Abad Sarayı ve Kız Kalesi Kubad Abad Sarayı, Konya’nın Beyşehir Gölü çevresinde yapılmıştır. 1952 yılında Zeki Oral tarafından tespit edilmiş ve 1965 yılında K.Otto-Dorn’un yönettiği kazılarla çalışmalar başlatılmıştır [6]. Sur duvarları, hayvan parkı, tersane ve 16 kadar yapı kalıntısı meydana çıkarılmıştır. Daha sonra kazı çalışmalarına Prof. Dr. R.Arık devam etmiştir [7]. Kubad Abad Saray Külliyesi zamanımıza kadar kalıntıları kalabilmiş, planı, mimarisi bilinen tek Selçuklu sarayı olması yönünden önemli bir eserdir. Anadolu Selçuklu Sultanı I. Alaeddin Keykubat tarafından 1235 yılında yapımına başlan- mıştır. Uzun süre yağma edilen neredeyse yok olma durumuna MAKALE Şekil 3. Konya Sırçalı Medrese’nin duvarlarındaki çiniler su ve nem etkileri nedeniyle dökülmüştür. Şekil 4. Konya Karatay Medresesi giriş kapısı cephesinde su-nem nedeniyle bozulmalar vardır.

RkJQdWJsaXNoZXIy MTcyMTY=