Yalıtım Dergisi 137. Sayı (Ağustos 2015)

39 Ağustos 2015 • www.yalitim.net 2. SELÇUKLU DÖNEMI MIMARI ESERLERIN ÇATI VE CEPHELERINDE SU-NEM SORUNLARININ NEDENLERI Selçuklu dönemi mimari eserlerin çatı ve cephelerinde su-nem sorunlarının nedenleri olarak atmosferden yağış yoluyla gelen sular, zeminden kapilarite yoluyla yükselen sular, çatı, saçak ve oluklarda su-nem ile ilgili gerekli detayların çözülemeyişi, ıslanmaya karşı yeterli önlemlerin alınmaması, donma-çözülme etkileri yağmur suyu ve hava kirliliği etkile- şimi, bakımsızlık, ilgisizlik ve kötü kullanım nedeniyle oluşan problemler olarak sınıflandırılabilir. 2.1. Atmosferden Yağış Yoluyla Gelen Sular Cephelere rüzgar etkisiyle düşen yağış suları yapı malzeme- leri üzerindeki çatlaklardan veya boşluklardan içeri girmekte, nemlenmeler görülmektedir. Su emilmesi, rüzgar basıncı, yağmur damlalarının kinetik enerjisi ve hava akımı sayesinde gerçekleşir. Duvar yüzeyine gelen su, cephelerin ıslanmasına neden olur. 2.2. Zeminden Kapilarite Yoluyla Yükselen Sular Tarihi yapılarda basınçlı su ve kapilarite olayları temellerde, bodrum duvarlarında ve döşemelerde görülmektedir. Su, yapı elemanlarına yatay veya düşey yönde kılcal boşluklar- dan girmekte, yer çekimine ters istikamette yukarıya doğru ilerleyebilmektedir. Su, kapilarite ile cephelerde kullanılan malzemelerde hasara neden olmaktadır. Zeminden yükselen su, içinde taşıdığı tuzların cephe yüzeyinde buharlaşması sonucunda çiçeklenmelere, duvarların fiziksel ve kimyasal yapısının bozulmasına neden olur. 2.3. Çatı, Saçak ve Oluklarda Su-Nem ile Ilgili Gerekli Detayların Çözülemeyişi Çatıdaki yağış sularını yapıdan uzaklaştıran detayların günümüzde değiştirilmesi nedeniyle sorunlar yaşanmaktadır. Selçuklu dönemi yapılarında suların alınışı düşünülmüş fakat günümüzde onarım bahanesiyle yapılan çalışmalarda sular yapıdan uzaklaştırılmamış, üstelik yapının zemin duvarlarına verilerek cephelerin bozulmasına neden olunmuştur. Yapıların onarımı sırasında çatılarda, cephelerde saçak ve oluklarda su ile ilgili detaylar doğru olarak çözülmelidir. 2.4. Islanmaya Karşı Yeterli Önlemlerin Alınmaması, Donma-Çözülme Etkileri Su, duvar malzemesi ile temas halinde olduğu zaman malzemenin iç kısmına taşınır. Emilen su, eğer buharlaşma gibi mekanizmalarla dengelenemiyorsa, yerçekimine rağmen gözenekli duvar içinde yükselmeye devam eder. Suyun içinde eriyebilen tuzlar cephelerde lekeler ve çiçeklenmelere neden olur. Su atmosferdeki kirleticilerle birlikte taş malzemelerdeki çözülmeyi oksidasyon, karbonasyon, solüsyon, hidrasyon, hidroliz yoluyla gerçekleştirir [1]. Yapılar uzun yıllar doğanın değişik etkileri altında yıpranır ve sürekli bakım sağlanmazsa bozulmalar görülür. Isı farkları, donma-çözülme nedeniyle malzemeler yorulur, yıpranır. Su, yapı malzemelerini bozar. Çatlaklara giren su, donduğunda genleşme etkisi yaparak çatlakların büyümesine ve parça kopmalarına neden olur [2]. 2.5. Yağmur Suyu ve Hava Kirliliği Etkileşimi Yağmur suyu ve hava kirliliği etkileşimi sonucu ortaya çıkan kimyasal oluşumlar, malzemenin yüzeyinde veya iç yapısında çeşitli hasarlara ve bozulmalara neden olur. 2.6. Bakımsızlık, Ilgisizlik, Kötü Kullanım Nedeniyle Oluşan Hasarlar Tarihi yapıların belirli aralıklarla bakımı yapılmalıdır. Bakım- sızlık ve ilgisizlik devam ettiği sürece bozulmaya neden olan etkenlerin zararlı etkileri de devam eder [3]. Tarihi yapıların yakınındaki yollardan geçen araçlar yapılarda titreşimlere ve temellere yapılan baskılar sonucu hasarlara neden olurlar. Yapıların cephelerinde bozulmaya neden olan fiziksel çevre etkilerinden en önemlisi olan su, bina bünyesine alınmadan yapıdan uzaklaştırılmalıdır. Ancak, duvarlar düşey konumda olmaları nedeniyle yağışlardan çok az etkilenirken, binaların çatıları yeterli eğim verilse de duvarlardan çok daha fazla yağışa açıktır. Bu nedenle, dış duvarların suya karşı korun- ması sorununun çözümünde ağırlık çatılar ve saçaklardır [4]. Zeminden yükselen sular için çözümler üretilmeli ve tarihi yapıların bozulması önlenmelidir. 3. SELÇUKLU DÖNEMI MIMARI ESERLERIN ÇATI ve CEPHELERINDE SU-NEM SORUNLARI ÖRNEĞI (Konya ve Çevresi) Konya çevresindeki Selçuklu dönemi tarihi eserlerinden örnek olarak yedi adet yapı incelenmiştir. Alaeddin Camii (1220), kerpiç yapı malzemesinin kullanıldığı Alaeddin Köşkü (1173) kalıntısı, Sırçalı Medrese (1243), Karatay Medresesi (1251), İnce Minareli Medrese (1264)’nin, cephelerinde su ve nem etkileriyle oluşan hasarlar, yerinde yapılan gözlemler ile araştırılmıştır. Konya’nın Beyşehir ilçesinde bulunan, arke- olojik kazı ve araştırmaları 35-40 yıldır devam eden Kubad Abad Sarayı (1235), Malanda Köşkü, Kız Kalesi kalıntılarının çatı ve cepheleri tahrip edilmiş, tarihi yapı yok olmak üzere çevrenin bozucu etkilerine karşı kendi kaderlerine terk edildiği görülmüştür. 3.1. Alaeddin Cami Alaeddin Camii, Sultan I. Rükneddin Mesud (1116- 1155)’un son zamanlarında yaptırılmaya başlanmış, II. Kılıç Arslan (1155-1192), I. İzzeddin Keykavus (1211-1220) ve I.Alaeddin Keykubat (1220-1237) devirlerinde de yapımına devam edilmiştir. Kapının önünde dört ince ahşap sütunun tuttuğu bir saçak vardır. Burası giriş kapısıdır. Yapının bu kısmında, çoğu başlıkları ile birlikte Bizans ve daha önceki

RkJQdWJsaXNoZXIy MTcyMTY=