Yalıtım Dergisi 135. Sayı (Haziran 2015)

40 Haziran 2015 • www.yalitim.net PERSPEKTIF ve eksiksiz yerine getirir ve memnun kalmış bir biçimde bizi uğurlar. Tekno- lojiye bu noktadan yaklaştığımızda son gelişmelere göre, artık siparişi masada bir aygıt aracılığıyla söyleyip, yine ilgili aygıt sayesinde hesabı ödeyebileceğiz. Sektörümüzden bir örnekle, ısı yalı- tımı (mantolama) yaptırmak isteyen bir kişi, normal şartlarda üretici ve uygulamacı firmaları arayıp çeşitli bilgiler alıp, ilgili satış temsilcileri ile görüşüp, doğru ürüne karar verecek- tir. Ya da artık internet ve akıllı telefonlar sayesinde istediği ürün hakkında çok daha detaylı bilgilere ulaşıp, o ürünlere ait ihtiyacını giderebilmektedir. Artık sıklıkla karşılaşmaya başladığımız, internette her- hangi bir üretici/satıcı firmanın sitesine girdiğimizde online olarak bize yardımcı olmaya çalışan bir satış temsilcisi oldu- ğunu görür ve ilgili temsilci tarafından karşılandığımızı his- sederiz. Ya da o firmaya doğrudan gittiğimizde ya da bazen de gitmeye gerek kalmadan firma satış temsilcilerinin bize geldiklerinde kendileriyle görüşürüz. Hizmet pazarlaması dahilinde teknoloji ve insan kullanımına ait örneklerimizi çoğaltabiliriz. Tüm bu bahsi geçen süreçlerin odağında insan vardır. Potansiyel bir tüketici, ister internet üzerinden alışveriş yapsın, isterse klasik metotlarla yüz yüze araştırmalarda bulunsun, isterse her ne amaçla olursa olsun herhangi bir sektörde potansiyel tüketici olarak bulunsun, mutlaka ve mutlaka insan ya da insanların üretmiş olduğu araç ve gereçlerle muhatap olmak zorundadır. İşte biz, buna pazarlamada “İnsan Faktörü” diyoruz. Süreçleri yöneten ve süreçlerde kaliteyi yakalaması gereken “İnsan”dır. Kısacası pazarlama bünyesinde, insanın kullanılmadığı (her zaman fiziksel olarak olmasa da) herhangi bir süreçten bahsedemeyiz. Bu sebepledir ki özellikle çağımızda bilgi üretmek ve bilgiyi yönetmenin vermiş olduğu avantajlar; üretici, satıcı ya da uygulamacı farketmez, tüm firmaları insan kaynağını zen- ginleştirmeye (nicelikten ziyade nitelik olarak) çalışmaktadır. Artık firmalar bilmektedir ki en büyük yatırım, insana yapılan yatırımdır. Bundan dolayı eğitim ilk önceliğe sahip olmuş, özellikle kurumsal ölçekte iş yapmaya çalışan firmalar eğitimli, kalifiye personel istihdamına ağırlık vermekte ve çalıştıkları süre boyunca da periyodik eğitimlere devam etmektedirler. YALITIM SEKTÖRÜNDE “İNSAN FAKTÖRÜ” Önceki bölümde pazarlama süreçlerini oluştururken ve yaşatırken insanın olmazsa olmaz bir girdi olduğunu vurgula- maya çalıştık. Bu gerçeği sektörümüzde sürekli yaşamaktayız. Yalıtım sektörünün bütününü oluşturan parçalara baktığı- mızda ısı-su-ses ve yangın yalıtımları olduğunu hatırlarız. İnsan, bu yalıtım süreçlerinin hepsinde vardır. Herhangi bir ısı yalıtımı yaptırırken (mantolama, temel, çatı vs.) hangi ürünü seçeceğimizden ürünün uygulama süreç- leri ve uygulama sonrası bakım gibi süreçlerine kadar çeşitli görevlerde insanlarla görüşürüz. Örneğin mantolama yaptırmaya karar verdiğimizde bir ya da birkaç firmanın satış temsilcisi ile ürün- leri ve kabaca uygulama sürecini, uygulamacı firma ile uygulamanın detaylarını görüşmek gerekir. Su yalı- tımı yapmak istediğimizde (firma ya da nihai tüketici olarak) yalıtım yapılacak yerin detayını oluşturabilme, bundan dolayı ilgili teknik personel ile görüşme, ayrıca bu detayın uygulama kısmı için bir uygulamacı firma ile temas etmemiz gerekecektir. Ses yalıtımı açısından duruma baktığımızda, teknik detayların çok daha fazla önem kazan- dığını, konuyla ilgili bilgili teknik personelin yardımları ve uygulama seçiminin çok daha fazla önemli olduğunu görü- rüz. Yangın yalıtımına baktığımızda ise, ilgili yönetmeliklerin incelenmesinden başlayıp doğru ürün seçimi ve ürünlerin ne şekilde uygulanacağına karar verebilmek için ilgili uzmanlarla görüşülmesi gerekmektedir. İşte kısaca örneklerle açıklamaya çalıştığımız yalıtım süreç- lerinde görüleceği üzere, insan faktörü hayati öneme sahiptir. Bir firmaya ait teknik personelin, müşterisi ile yaptığı görüş- mede yanlış ya da eksik bilgi aktarımı, tüm detayın yanlış yapılmasına sebep olabilmektedir. Ya da duruma satış kaygısı yönünden bakarsak, bir satış temsilcisinin kotasını doldurabil- mek adına ürünlerin normalde sağlamadığı yararları varmış gibi göstermesi, memnuniyetsiz müşterilerin artmasından ötürü orta ve uzun vadede pazar kaybı ve zarara yol açmasına sebebiyet verecektir. Herhangi bir yalıtım uygulamasında ustaların işi savsaklaması ya da tam tersi işi nizami yapması, uygulamanın ve yalıtımın kalitesini etkilemesi ile beraber yine orta ve uzun vadede firmanın ve dolayısıyla da ilgili ürünlerin pazarının artırmasına ya da azalmasına sebep olacaktır. Yalıtım sektörü her geçen yıl hızla büyümektedir. Dünya- daki nüfus artışına bağlı oluşan enerji kullanımındaki artışla paralel enerji maliyetlerinin yükselmesi, sektörümüzün hızla büyüyeceğine işarettir. Bu doğrultuda arz artacak ve talebe nazaran artan arz sebebiyle rekabet daha da fazla artacaktır. Rekabetin yükselen trendi, sektörümüzde daha fazla pazar- lamaya ihtiyaç duyulacağı anlamına gelecektir. Bu bağlamda, eğitimli ve bilgili insana ve nitelikli insan faktörüne her geçen gün daha fazla ihtiyaç duyulacaktır. Bu gerçekler de bize, özel- likle bu trendi görebilen firmaların, insana yapılacak yatırıma daha fazla pay ayıracağını ve gün geçtikçe eğitime ve bilgiye daha fazla önem vereceğini gösterir. Konumuzun özetine geldiğimizde büyüyen sektörümüzde, nitelikli insan gücü envanterinin artması gerektiği kolayca anlaşılacaktır. Bu bakışa açısına sahip firmalar, pazar paylarını artırmalarının yanında, sektörümüzü de daha nitelikli hale getirmektedirler. Y

RkJQdWJsaXNoZXIy MTcyMTY=