Yalıtım Dergisi 134. Sayı (Mayıs 2015)

“1 978’de doğmuşum... Ankaralıyım... Çocuk- luğum Ankara’da geçti. Annem ev hanımı, babamsa Siemens’te çalışıyordu. Küçük bir ailede iki kardeştik. Ailenin büyük çocuğu olmanın verdiği sorumluluk bilinciyle yetiştiğimi söyleyebili- rim. Şanslı, güzel bir çocukluk yaşadım. Tabii Ankara o günler, şimdikine nazaran çok daha güzel ve doğallıkları barındıran derli toplu, medeni bir şehirdi...” “Haylaz değil ama aktif, tezcanlı bir çocuktum. Sorgulayan ancak kendisi ve çevresiyle barışık, araştıran, gözlemleyen bir yapım vardı. Zamanımın çoğunu spor etkinlikleri, eğitim sürecimi destekleyen faaliyetler ve arkadaş çevremle geçi- riyordum. Bitmek tükenmek bilmeyen bir enerjim vardı. Bu, şimdiki hayatıma da yansımıştır... Babam, işi dolayısıyla Ankara dışına çok seyahat eder, bize de onu özlemek düşerdi. Diğer taraftan farklı şehirler ve ülkeler görmesi de bana çok cazip geliyordu. Tabii baba gibi bir karakterin sık sık şehir dışında olması, beni de zaman zaman hiperaktif yoğunluğun arttığı davranışlara itebiliyordu. O günleri hatırladığımda hala yüzümde bir tebessüm belirir. Tüm koşullarıyla şanslı bir çocukluk dönemi geçiriyordum. Hayatımda şansın hep yanımda olduğunu hissetmişimdir. O dönemlerde anne ve babamın dışında sevgilerini üst düzeyde hissettiğim aile dostla- rımız da vardı. Her biri hayatımda ayrı bir renktir. Çocukların çevresinde, ebeveynlerinin dışında sevgiyi paylaşacağı insanlar da olması gerektiğine inanırım. Ben de şimdi iki yeğenime, çocukluğumda aldığım o sevgiyi vermeye çalışıyorum...” OKULA BEŞ YAŞINDA BAŞLADIM “Okula bir an önce başlamakla ilgili büyük bir istek duy- duğumdan ilkokula beş yaşında başlamıştım. Sabırsızlığımı ve isteğimi ailem de önemsemiş ve başarabileceğime kanaat getirmiş ki okula o yaşta başlayabilmişim. Babamın o dönemde okula yaptığı yardımları da söylemeli- yim. Kayıt için ciddi kat- kılar yapmıştı ve öyle de devam etti. Yardım etmişti bir kere...Yenimahalle’de okuduğum birinci sınıfın ardından ev değişikliği nedeniyle ikinci sınıfa Keçiören’de devam ettim. En büyük şansım ise o yıl- larda sevgi ve emeklerini bizlerden esirgemeyen bayan öğretmenlerimdi. Ilk öğretmenime ulaşa- masam da diğer ilkokul öğretmenimle hala görü- şüyorum...” 43 Mayıs 2015 • www.yalitim.net İNŞAAT TEKNİK LİSESİ... “Eğitim hayatım devlet okullarında devam etti. Ancak ailem bu konuda hem çok hassas hem de gereğini yapabilme konusunda çok müdahil oldu. Evimize çift vesaitle gidebildiğim okullar, çocukluk yıllarımı zorlaştırsa da kazanımlarını da ifade etmeliyim. Ilkokul sonrası Aydınlıkevler Mehmet Akif Ortaokulu’na devam ettim. Eğitim hayatımda tek zorlandığım dönem de ortaokul sürecim olmuştu. Ilkokuldayken pek fark etmediğim, sınıf arkadaşlarıma göre yaşımın küçüklüğünü, ilk o dönemde fark edebilmiştim. Eğitim de yaşıma göre ağır geliyordu. Vasat bir öğrenciydim. Ancak bu vasat geçirdiğim süreç, sonraki eğitim hayatımda bir patlamaya dönüşecek sürecin en önemli altyapısı olacaktı. Sonrasında benim için hep cazip olan ve yaşam biçimime dönüşecek inşaat sektörüne yönelik eğitim sürecim başlayacaktı. Ankara Inşaat Teknik Lisesi’ne devam ettim. Okul, 1930’lu yıllarda Atatürk’ün emriyle Atatürk Orman Çiftliği arazisi üzerine kurulmuş, ilk yıllarında Alman, Fransız ve Ingiliz hocaların, müfredatın temellerini attığı ve çok sayıda bürokratı, devlet adamını ve siyasetçiyi yetiştirmiş köklü bir okuldu. Tecrübeli, sosyal demokrat ruha sahip öğretmenlerimiz vardı. Türkiye’de inşaat sektöründe kullanılan ilk PVC profillerin ve alçı plakaların yine ilk tatbikatlarının yapıldığı eski tarihi binasında eğitim görü- yorduk. Mesleki ve teknik eğitim sürecinin karma eğitimli en güzel yıllarına şahit oluyorduk. Öğretmenler de sanayi-eğitim işbirliğine üst düzeyde inanan insanlardı. Ve hepsi hayatlarında belli standartlara ulaşmış ve alanlarında rol model olmuş şahsiyetlerdi...” BAKANLIK KORİDORLARINI GÖZLEMLİYORDUM “Sayısal derslerle birlikte statik ve betonarme gibi dersler de alıyorduk. Casio 5500 hesap makinem lise yıllarımdan hatıradır. Ne çok özenmiştim analizlerimde kullanmak için... Ve tabi rapidolu ve sancılı pek çok süreç. Uykusuz kaldığım gecelerim, mimari ve statik projelerim, maketlerim, zor olan her şeyin karşısında bir mutluluk oluşturuyordu. O yıllarda okul eğitimimin yanında, o dönemki adıyla Bayındırlık ve Iskan Bakanlığı’nın resimhanelerinde de çalışıyordum. Yaşım çok küçük olmasına rağmen Bakanlık koridorlarını gözlemleyerek, Türkiye’de pek çok projenin daha ilk çalışmalarına katkı sağla- yarak bürokrasi, siyasi ilişkiler ve mühendislik üçgenine şahit oluyordum. O havayı solumak sonraki yıllarımda bana çok katma değer oluşturmuştur. Inşaat Teknik Lisesi tam zamanlı ve dört senelik bir okul olmasına rağmen Süleyman Demirel Üniversitesi Inşaat Mühendisliği Bölümü’nü kazandığım için üçüncü sınıf sonrası son sınıfa devam etmemiştim...” AİLEDEN İLK AYRILIŞ “Ailemden bu düzeyde ilk kez ayrılmıştım... Başlarda çok zor geliyordu. Hiç unutmam, ilk hafta babam da yanımdaydı. Sanki süreç hep öyle devam edecekti. Ancak ilk haftadan sonra koşullar tamamiyle benim ve yeni yaşamım arasındaydı. Selahattin Özüpek, Ankara Anadolu Ilkokulu’ndaki öğretmeni Ceyhan Bingöl ile / 1983

RkJQdWJsaXNoZXIy MTcyMTY=