Yalıtım Dergisi 133. Sayı (Nisan 2015)
MAKALE 50 Nisan 2015 • www.yalitim.net BİNALARDA CO 2 SALIM MİKTARLARININ AZALTILMASI AMACIYLA BİR TOPLU KONUT ÖRNEĞİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ 1. GİRİŞ S on yıllarda artan enerji talebi ve enerji kullanımı nede- niyle mevcut tükenebilir enerji kaynakları hızla azal- maktadır. Bu enerji kaynaklarının kullanımı sonucu oluşan gazlar atmosferde birikerek sera etkisine neden olmakta, bunun sonucunda atmosferin güneş ışınımı yutuculuğu artmakta ve yeryüzünde meydana gelen sıcaklıklar mevsim normallerinin üzerine çıkmaktadır. Bu sıcaklık artışları sonucu oluşan iklim değişikliği dünya üzerinde yaşayan her canlıyı etkilemektedir. Bu nedenle mevcut enerjinin verimli kullanılması ve bunun sonucunda oluşan CO 2 gazının salım miktarının azaltılması bir gereklilik haline gelmiştir. Türkiye’de, binalarda kullanıcılara ait konfor koşullarını sağlamak amacıyla harcanan enerji miktarı oldukça yüksek seviyededir. Bu nedenle mevcut binalarda enerji verimliliğini artırmak, harcanan enerjilerin miktarının azaltılması bakımın- dan önem kazanmaktadır. Türkiye’de hızla artan nüfusun barınma ihtiyacını karşı- layabilmek adına inşaa edilmiş birçok toplu konut yerleşimi bulunmaktadır. Bu mevcut yerleşimlerin bir kısmı TS 825 ısı korunum yönetmeliğinden önce inşaa edilmiş olup, bina kabu- ğuna ilişkin beklenen performansı gösterememektedirler. Bu nedenle toplu konut binalarında enerji kayıpları ve dolayısıyla CO 2 salım miktarları yüksek seviyede olmaktadır. Bu çalışmada, bir toplu konut yerleşmesindeki binalara ait bina kabuğunun saydam ve opak bileşenini oluşturan malzemeler, bilgi toplama ve termal kamera gibi görüntü- leme teknikleriyle belirlenmiştir. Toplu konut yerleşmesinde modellemeler yardımıyla CO 2 salım miktarları hesaplanmıştır. Daha sonra mevcut bina kabuğu için iyileştirme önerileri geliştirilerek, binaların CO 2 salım miktarındaki değişiklikler değerlendirilmiştir. 2. SERA ETKİSİ VE CO 2 SALIMI Güneşten gelen ışınımın yaklaşık %31’i atmosferin üst tabakasından yansıyarak uzaya geri döner. Kalanı ise ışınım ile atmosferden geçerek dünyayı ısıtmaktadır. Bu yansıyan ışınlar başta karbondioksit, metan ve su buharı olmak üzere atmosferde bulunan gazlar tarafından tutulur ve bu gazlar yeryüzünün ısı kaybına engel olurlar. Bu şekilde oluşan, atmos- ferin ısıtma ve yalıtma etkisine sera etkisi denir [1]. Günümüzde kullanılan fosil kaynaklı yakıt tüketiminin artması sonucu atmosfere salınan CO 2 gazı miktarı artmakta buna bağlı olarak da sera etkisi giderek yaygınlaşmaktadır. Toplam sera gazı salımında CO 2 gazının dörtte üçlük bir payı vardır ve enerji sektörünün insan kaynaklı sera gazı salımın- daki payı, %60 enerji kaynaklı CO 2 , %5 enerji kaynaklı metan olmak üzere yaklaşık üçte ikidir. Metan ise toplam sera gazı salımında altıda birlik bir payla ikinci sıradadır [2]. Atmosferdeki karbondioksit miktarının her yıl arttığı düşü- nüldüğünde, yeryüzündeki ortalama sıcaklıkta derece derece gerçekleşecek bir artış beklentisi ortaya çıkmaktadır. Bu durum, buzulların erimesi ve okyanusların yükselmesi gibi ciddi sonuçlar doğurarak sıcaklıkların artmasıyla da kuraklık ve iklim değişikliği başlangıçlarına yol açmaktadır. Y. MİMAR ÖZGE KUNDAKÇI Y. DOÇ. DR. GÜLTEN MANİOĞLU İTÜ Mimarlık Fakültesi
Made with FlippingBook
RkJQdWJsaXNoZXIy MTcyMTY=