Yalıtım Dergisi 132. Sayı (Mart 2015)
54 Mart 2015 • www.yalitim.net TORUNUM VE BEŞIKTAŞ “1989 yılında ikinci evliliğimi yaptım ve 1990 yılında bir kızım daha oldu. O da geçen sene Sabancı Üniversitesi’ni bitirdi. Büyük kızım ise İtalyan Lisesi ve Boğaziçi Üniver- sitesi’ndeki eğitiminden sonra özel firmalarda profesyonel danışmanlık hayatına devam ediyor. Altı yaşında bir torunum var. Şimdilerdeki uğraşlarımdan birisi de onu Beşiktaşlı yapa- bilmek. Kendimi bildim bileli Beşiktaşlıyım. Fakat Beşiktaş ile daha yakın ilişkiyi Süleyman (Seba) Abi zamanında kurabildim. Ytong’tayken çok yakın bir arkadaşımız vasıtasıyla 1985’lerde Süleyman Abi ile tanışmıştık. Çok sevdiğim, olağanüstü değerli bir insandı. Sonra kulübe üye oldum, hatta bu sene divan kuruluna da girdim. Türkiye’nin ilk yeşil stadı olacak Voda- fone Arena’da ise Ytong ürünlerinin kullanılması beni daha da mutlu ediyor...” BIRÇOK ORGANIZASYONDA GÖREV ALIYORUM “Birçok organizasyonda faal olarak görev alıyorum. Tür- kiye Gazbeton Üreticileri Birliği (TGÜB)’nin yönetim kurulu başkanlığını yürütüyorum. Toprak, Seramik, Çimento ve Cam Sanayi İşveren Sendikası’nın yönetiminde Başkan Vekili olarak görev alıyorum. Türk Böbrek Vakfı’nın mütevelli heyetinde- yim. Avrupa Gazbeton Üreticileri Birliği (EAACA) ve Türkiye Finans Yöneticileri Vakfı’nında yönetimindeyim. 1990’dan sonra Rotary Kulübü’nün üyesi oldum. Başkanlık ve Guvernör Yardımcılığı yaptığım dönemler de oldu...” KURTKÖY’DE BIR ILKOKUL “1977’de Amerika’ya gitmeden önce Kalamış Lions Kulüp’e üye olmuştum. Lions, kendi ekonomik koşulları, yaşam şartları daha iyi olan kişilerin, olmayanlara dönük projeler ürettiği bir sivil toplum kuruluşu. Fikir bana çok cazip geliyordu. Top- lumsal gücünüzü birleştirerek daha az imkana sahip olanlara bir takım hizmetler götürüyorsunuz ve bunu belli organi- zasyonlar içinde yapıyorsunuz.1985-86’da Kalamış Lions Kulüp başkanlığı dönemimde Kurtköy’de bir ilkokul yapmıştık. Kurtköy’ün gerçekten Kurtköy olduğu zamanlardı. Ytong’ta çalışıyor olmamdan kaynaklanan bilgi ve Ytong prefabrik eleman- larla üç ay gibi kısa bir sürede projeyi tamamlamıştık. Dönemin İstanbul Valisi Nevzat Ayaz da açılışa katılanlar arasındaydı. Beni mutlu eden ilk sivil toplum hareketim budur. Sonrasında da benzer çalışmaları devam ettir- meye çalıştım...” DENGE ÜZERINE KURULMUŞ BIR HAYATIM VAR “Genelde duygusal kararlar alan bir yöneticiyim. Hem özel hem işte denge üzerine kurulmuş bir hayatım var. Yöne- ticiliğimde hiç ‘dediğim dediktir’ anlayışıyla iş yapmadım. Yönettiğim ya da beraber çalıştığım arkadaşlardan birisi benim fikrime karşı daha doğru bir fikir ortaya koyuyorsa bunu rahatlıkla benimserim. Hiçbir kompleksim olmaz. Kimseyi ne kendimden aşağı görürüm ne de üstün. İnsanların doğal olarak hayatlarının çok büyük bir kısmı iş ortamında geçiyor. İşyerleri, insanların her gün lanet okuyarak geldikleri bir ortam olmamalı. Buna çok dikkat etmeye çalışıyorum. Hayatım boyunca bağırılarak konuşulmasından, bağırılmasından nefret ettim. Bağırarak kendini kabul ettirme çabası beni rahatsız eder. Sert konuşan birisi değilim. Emir vererek iş yaptırmak- tansa, fikirlerimi benimsetmeye çalışırım. Doğruyu da sonuna kadar savunurum. Yani yanlışa mani olmak için de her şeyi yaparım, gördüğüm şeyi de söylemekten çekinmem...” DÜRÜSTLÜK... AMA HER ANLAMDA DÜRÜSTLÜK... “Bir şansım da, hem çok iyi hem de çok kötü birçok yönetici tanıyor olmam... Kötü yöneticiden ne yapılmaması gerektiği konusunda, iyi yöneticiden de ne yapılması gerektiği konusunda çok ders aldım. Bunların bana faydalı olduğunu düşünüyorum. Çalışma arkadaşlarımdan en büyük beklenti- lerimden birisi ise dürüstlük. Dürüstlük, ama her anlamda dürüstlük... Yani düşünceyi paylaşırken de dürüst davranma, işini yaparken de dürüst davranma. Herkes hata yapabilir, hata insanlara mahsus bir şeydir. Ama hatayı tekrarlamak farklı bir durumdur. Bütün hayatımda çok benimsediğim bir prensibim var; ‘Ulaşılan her başarı bir sonraki hedefin basamağı olarak görülmeli. O zaman başarı sonsuza dek sizinle olur’. Öncelikle herkes mevcut kendi yaptığı işi geliştirme konusunda çaba sarf etmeli. Sonra başka konulara konsantre olmalı. Onu bir kenarda garantiye alıp, ondan sonra diğer konulara geçmek bence başarının anahtarlarından birisi. Ayrıca gizlenen küçük hataların, daha sonraki büyük hataların başlangıcı olduğuna inanırım...” PORTRE & RÖPORTAJ Fethi Hinginar, eşi Nermin ve küçük kızı Serra ile birlikte... Y
Made with FlippingBook
RkJQdWJsaXNoZXIy MTcyMTY=