Yalıtım Dergisi 132. Sayı (Mart 2015)

52 Mart 2015 • www.yalitim.net yapmışlardı. 2004 yılı Genel Kurul toplantımızda ben Yönetim Kurulu Murahhas Üyesi, uzun yıllar birlikte çalıştığım yardım- cım Nabi (Özdemir) Bey de genel müdür olmuştu...” “2008 yılında Bilecik fabrikasını kurduk. Bu fabrikanın hammadde açısından temeli 1989’larda atılmıştı. Bilecik’teki hammaddeyi 1989 yılında belirleyip, satın almıştık. Bölge, üretimimizdeki ana hammadde olan kuvars açısından zengindi. 2005’lerden sonra kapasite artışımız hız kazanınca Bilecik projesini hayata geçirdik. Bu projede yine Almanlarla çok ciddi bir teknolojik işbirliği yaptık. Dünyanın en büyük fabrikasını kurmayı hedefliyorduk. Yine o dönemin teknolojisi en yüksek olan fabrikasıydı. Bilecik şu anda 400 bin m 3 lük üretime ulaş- mış bulunuyor. Bu, yıllar içinde 800 bin m 3 e çıkacak. 2013’te Kasım ayında temellerini attığımız ve tüm dünyadaki ilk Yeşil Bina sertifikalı Ytong fabrikası olacak Çatalca fabrikamız da haziran ayında faaliyete geçecek. Ytong’un makine, proses ve teknoloji anlamında geldiği son gelişmelerin hepsi Çatalca fabrikamızda uygulanıyor. Multipor Isı Yalıtım Plağını da büyük miktarda Çatalca fabrikamızda üreteceğiz...” ÇOK ISTISNAI BIR POZISYONDA GÖREV ALIYORUM “Muhasebe elemanıyken şef oldum, müdür yardımcısı oldum... Hepsinde tabii ki bir mutluluk yaşadım. Ama en değer verdiğim şu andaki yönetim kurulu başkanlığı görevim. Çünkü bu, aslında profesyonel olarak gelinebilecek çok istisnai bir nokta. Birçok profesyonel çalışan genel müdür olabiliyor, yönetim kurulu üyesi de olabiliyor ama yönetim kurulu baş- kanlığı çok farklı bir pozisyon. Dünyanın gelişmiş ülkelerindeki büyük firmalar için bile istisnai bir durum. Bunu hakikaten çok önemsiyor ve gurur duyuyorum...” TÜRKIYE BAZI KONULARIN ÇOK UZAĞINDA “35 yıldır inşaat sektörünün içindeyim... İnşaat sektöründe hem malzeme hem de yapı kalitesi olarak çok ciddi gelişmeler yaşadık. Fakat hala Türkiye’deki mevcut yapı stoğu gerçekten acınacak kadar kötü ve felaket bir durumda. Bunda neredeyse 40’lı yıllardan bu döneme kadar bence her sektör temsilcisinin payı var. Sonrası için daha doğru kararlar alınması lazım. Üretilen malzemelere baktığınız zaman sorun yok; mevcut kalitemiz iyi, standartlar açısından kabul edilebilir düzeyde. Ama bu şu an için, bugün için iyi... Ve bu kalite inşaatlara aynı düzeyde yansımıyor. Çünkü kaliteli malzeme kadar kalitesiz malzeme de üretiliyor. İnovasyonun inşaat sektörüne mutlaka girmesi lazım.” “Bunları yapmadan kentsel dönüşümü gerçekleştirirsek, otuz sene sonra tekrar bir kentsel dönüşüm yapmak zorunda kalabiliriz. Yani Türkiye’deki yapı kalitesinin mutlaka değiş- mesi lazım. Bu da sadece yüksek ve güzel binalar yapmakla olmaz. Avrupa’da artık çok farklı şeyler konuşuluyor. Avrupa, şehrin altyapısıyla, binaların yerleşimiyle, enerji verimliliği, binaların konfor koşullarıyla bütün bir akıllı şehir konusuna odaklanıyor. 2020’de yüzde 20 enerji tasarrufu hedefi artık 2030 için yüzde 30 oldu. Neredeyse sıfıra yakın enerji tüketen binalar planlanıyor. Şimdiki hallerinde bile kendimize örnek aldığımız Avrupa’daki binaların yüzde doksanının iyileşti- rilmesi, yenilenmesi gerektiği düşünülüyor. Türkiye ise bu konuların çok uzağında. Bu dönüşümlerin sağlanması lazım. Türkiye İMSAD’ın çok değerli bir yönetim kurulu, üyeleri ve değerli yöneticileri var. Onlarla birlikte bu fikirleri hem kamuya hem topluma anlatmamız şart...” EVREN ZINCIR “Babam inşaat malzemeleri alım satımıyla uğraşırdı. Küçük, mütevazı bir tüccardı fakat babamı belki de yakından tanıya- madığımdan hiç bu tür bir iş yapmayı düşünmedim. Babadan devralacak bir işim de yoktu. İlk gençliğimden beri hep pro- fesyonel yöneticiliği düşünüyordum. Fakat 1997 yılında rast- lantılar sonucu bir firma ortağı da oldum... Rotary Kulüp’ten bir arkadaşım, Almanya’da eğitim görürken gemi zincirleri üretimine merak sarıp, teknolojisini, makinelerini Türkiye’ye getirip, Türkiye’deki tek gemi zinciri üreten Evren Zincir’i kurmuştu. Fakat yıllar içinde finansal ortaklarıyla bir anlaş- mazlığa düşmüştü. Ben de ona destek olmak amacıyla müte- vazı rakamlarla ortak olmuştum. Atölye zihniyetiyle başlayan işi zaman içinde fabrika haline getirdik. E5 üzerinde Gebze taraflarında daha küçük bir tesisken, şimdi Güzeller Organize Sanayi Bölgesi’nde 25 kişilik bir kadroyla faaliyet gösteren iyi bir işletme haline geldi. Gemicilik sektörünün inşaattan farkı olmasına rağmen ortak yanları da çok. Üretilen ürünler Lloyd kuruluşları tarafından sertifikalandırıldığından yüzde yüz kaliteye bağlı bir üretim yapılması gerekiyor. Dolayısıyla hata kabul etmeyen bir iş. Ben çok fazla ilgilenemiyorum. Arka- daşım ise kendini emekli etti. Şimdi de elektronik mühendisi oğlu işleri yönetiyor. Haftada birkaç saatimi ayırıp, biraz da farklı bir atmosfer hissetmek amacıyla fabrikaya gidiyorum...” PORTRE & RÖPORTAJ

RkJQdWJsaXNoZXIy MTcyMTY=