Yalıtım Dergisi 130. Sayı (Ocak 2015)

MAKALE 52 Ocak 2015 • www.yalitim.net Yapı cephesinin son kat kaplamasının ince sıva olarak bıra- kıldığı ve yapıyı dış etkenlere karşı koruyacak herhangi bir önlemin cephede alınmadığı gözlenmektedir. Dolayısıyla yapı cephesinden uzaklaştırılamayan su, ısı etkenlerinin de etkisiyle cephe kaplamasında dökülmelere ve yapıda ısı kayıplarına neden olmaktadır. Bu durumsa, kullanıcılar açısından sağlıksız ortamlar, yapı açısından çeşitli hasarlar oluşturmaktadır. 2.3.2.2. Onarım Hatası Dış etkenlerin yapılarda oluşturduğu hasarlar, kullanım aşamasında yapılan onarım hataları nedeniyle de ortaya çıka- bilmektedir. Genellikle teknik bilgi eksikliği ve dikkatsizlikten kaynaklanan bu tür durumlar özellikle su ve ısı yalıtımlarının sonrasında yapılan onarımlarda sıklıkla yaşanmaktadır. • Çatıya anten takmak için kullanılan çivilerin su yalıtım ürünlerinde delik açması, • Çatıya çıkan ustanın ağırlığını taşıyamayan çatı örtüsünün eğilip bükülmesi ya da kırılması, • Yalıtım ürünlerinin yapının bir cephesinde uygulanıp tamamında uygulanmaması gibi durumlar onarım hataları olarak örneklenebilmektedir. 2.3.2.3. Doğru Bilinen Yanlışlar Tasarımcı, uygulayıcı ya da kullanıcılar tarafından; • Dış cephe sıvasının su yalıtımı sağlayabileceği • Isı yalıtım ürünlerinin sürülerek uygulandığı • Sıcak iklim bölgelerinde ısı yalıtımına gerek olmadığı • Duvarlarında yapı ürünü olarak gazbeton kullanılan yapılarda ısı yalıtımına gerek olmadığı • Yapıların genelde kuzeyden su aldığı ve bu durumda kuzey cephesine yapılacak su yalıtımın yeterli olacağı • Dış cephe kaplama ürünü olarak kullanılan cam mozaik, pvc, alüminyum gibi ürünlerin ısı yalıtımı işlevini yerine getirdiği • Yapının teras çatıdan su alması durumunda yapılacak seramik kaplamanın bu soruna çözüm olabileceği gibi doğru olduğu kabul edilen yanlışların düzeltilmemesi, yapı- larda dış etkenlerin hasar oluşturmasına neden olmaktadır [4]. Ancak yukarıda belirtilen yanlışların düzeltilmesi için; • Yapının dışarıdan su aldığı durumlarda, yapıyı etkileyen suyun ne olduğunun bilinmesi ve buna göre bir ürünün ve çözümün seçilmesi gerektiği • Son yıllarda sürülerek uygulanmaya başlanan yansıtıcılı nano kaplamalar olmasına rağmen ısı yalıtım ürünlerinin çoğunlukla yönetmeliklerde belirtilen yöntemlerle hesaplanan kalınlıklarda ve şekillerde uygulanması gerektiği • Yapılarda ısı yalıtımının sadece ısınma amacıyla değil soğutma amacıyla da yapıldığı • Gazbeton yapı ürününün ısıl performansı açısından uygunluğunun, yapının bulunduğu iklim bölgesi, yapı adası içindeki yeri, yönü, şekli, cephe saydamlık oranı gibi çeşitli etkenlerin ortak etkisi sonucu değişebildiği • Yapılarda yapılacak olan su ya da ısı yalıtımlarının bir bütün olarak ele alınması gerektiği ve bölgesel çözümlerin işlevsiz olduğu • Su ve ısı etkenleri sonucu taşıyıcı sistem elemanlarında oluşan korozyon, çürüme gibi hasarların taşıyıcı sistem dayanımında olumsuz etki yarattığı • Yapılarda su ve ısı yalıtımının birlikte ele alınarak, yalıtımlarının bilinçli, eğitimli ekipler tarafından yapılması gerektiği bilinmelidir. Şekil 8’de doğru bilinen yanlışlardan biri örneklenmekte- dir. Burada yapının su ve ısı etkenlerinden en çok etkilenen cephesinde yalıtım uygulamasının yapılmış ancak hem doğru yalıtım ürünü seçilmemiş hem de yalıtım yarıda kesilmiştir. Ayrıca yalıtım ürünü, dış etkenlerin oluşturabileceği zararlara maruz bırakılmıştır. 3. SONUÇLAR Yapılar, özellikle yapı kabukları, başta su ve ısı etken- leri olmak üzere çeşitli dış etkenlerle karşı karşıyadır. Bu etkenlere karşı gerekli önlemler alınmadığı durumlarda ise etkenlerin, yapı ürünlerinde, yapılarda, kullanıcı üzerinde, doğal ve yapma çevrede hasar oluşturduğu gözlenmektedir. Özellikle deprem bölgesi olan Türkiye’de bodrum ve zemin katlardaki betonarme taşıyıcı sistemde korozyon nedeniyle oluşan hasarlar istenmeyen sonuçlar ortaya çıkarmaktadır. Yapının tasarım, uygulama ve kullanım aşamalarından kay- naklanan çeşitli nedenlerle, dış etkenlerin ortaya çıkardığı hasarları, hasarların kusurlarını ortadan kaldırarak çözmek mümkündür. Böylece, yapı ve kullanıcılar açısından sağlıklı koşullar oluşturulabilir. Öte yandan yapılarda, tasarım, uygulama ve kullanım aşa- malarından kaynaklanan kusurlar birbirini etkilemektedir (Şekil 9). Yapılarda oluşan hasarları önlemede öncelikle yapı üretim sürecinin ilk aşaması olan tasarım aşamasında gerekli önlemlerin alınması önem kazanmaktadır. Dolayısıyla, ilerle- yen çalışmalarda bu yaklaşıma yönelik önerilerin getirilmesi faydalı olacaktır. Şekil 8: Hatalı bir su yalıtımı uygulaması [4]

RkJQdWJsaXNoZXIy MTcyMTY=