Yalıtım Dergisi 13. Sayı (Temmuz-Ağustos 1998)

bilimsel makale ____________ _ ve güzel bir çözüm olmamaktadır. Ele alınabilecek konu başlıkları her türü ve bohçalama ile temel su yalıtımları bodrum duvarı ısı ve su yalıtımı, dış duvar dıştan ve içten yatayda ve düşeyde de ısı ve ses yalıtımları, radyatör arkası ısı yalıtımı, daireler arası ses yalıtımı boruların ses ve titreşim yalıtımları, çatı arası ısı yalıtımı, ele alınabilecek konulardan en önemlileridir. Bu konuların genelleştirilip, örneklenip hasar tespitleri ile desteklenip yalıtım türü ve malzeme seçimleri ile kesin çözümlerin üretilmesi gerekmektedir. 1. Giriş Geçmişten günümüze insanoğlunun varlığından itibaren barınma gereksinimi ve bunun önemi, yadsınamayacak kadar büyük sorunları da beraberinde getirerek süregelmektedir. Önceleri bu gereksinimler, yerel malzemelerle, yöresel yapı ve yapım teknikleriyle çok basit bir şekilde yapılar oluşturularak karşılanıyordu. O zamanın olanakları ile bile karşılaşılan güçlükler yenilmeye çalışılmıştır. Doğal çevrede yapılan bir kulübenin de basit ölçekte de olsa, doğa ile etkileşimi ve ayakta kalabilmek için tüm negatif etkilere direnmesi gerekmektedir. Örneğin zemininden veya üst örtüsünden alacağı su etkisine, malzemesiyle ve yapısallığıyla karşıt bir tepki göstererek ayakta kalması, içindeki eylemlerinin uygun bir şekilde yerine getirebilecek şartları sağlaması gereklidir. Çünkü hangi ölçekte olursa olsun bir yapı, içinde doğanın en değerli canlısı olan insana hizmet etmektedir. Dolayısıyla bu görevini optimum şartlarda yerine getirmesi kaçınılmazdır. Olayın ilginç yönü ise doğal olarak oluşmuş mağara gibi barınakların dışında bu yapıyı oluşturan, yine o değerli varlık olan insandır. Hem de bu işin eğitimini almış problemin ciddiyetini bilen, konuya ve tekniğe hakim olan kişiler yani mimarlar, bizler, genel anlamda araştırmacılar, uzmanlar ve uygulayıcılardır. Bu değerlendirmeye göre, yapı ve sorunları ve çözümlerini yorumlamak kapsamında mimarlara ve mühendislere pek çok görev düşmektedir. Bu görevi planlı ve programlı bir şekilde yürütülmelidir. Bu görevin ilk adımı problemlerin çok iyi belirlenmesidir. Problemler yapıma ilişkin olabilir, malzemeyle ilgili olabilir, montaj bakım-onarım ile ilişkili olabilir. Önlemi alınmamış ve giderek etkisi artmış bir dış etken nedeniyle oluşmuş olabilirler. Çevre analizleri, kullanıcılarla görüşmeler, yerinde tespitler ve gözlemlerle problemler netleştirirler. İstenmeyen nedenlerle ortaya çıkan problemlerin dışında önemli olan bu problemlerin hiçbir zaman oluşmayacağı çözümlerle yapı üretmektedir. Teknik kişiler, uzmanlar bu bağlamda amaçlarını saptayarak, iyi bir planlama ve programlama süreciyle oluşturularak detaylandırılmış bir tasarım yapmalıdırlar. Bu tasarımın uygulama adımı olan yapım evresinde ise doğru malzeme seçimi, iyi bir uygulama ve işçilik sonucu oluşacak ürünün niteliği optimuma gidecektir. Ancak uzun süreli kullanım sonucu oluşabilecek problemler dışındaki sorunlar minimuma indirilmiş olur. Daha önce de değinildiği gibi barınma ihtiyacı insanoğulunun varlığı ile başlamıştır. Buna bir başka deyişle nesnel kullanıcı ihtiyaçları da denilebilir. Geçmişten, geleceğe bunlar günün koşullarına göre değişime uyğramışlardır. Çağın ilerleyişindeki etkin faktörlerle ötelenerek, iç ve dış etkilere yoğrulmuş hem nitelik hem de nicelik olarak farklılaşmışlardır. Önsan ve beş duyusuyla ilişkin optimum fiziksel konfor şartları belirlidir. Bunlar çok az farklarla genleştirilmiş olarak değerlendirilip, nesnel kullanıcı ihtiyaçları olarak saptanacaktır. Özellikle yapı fiziği konularına ilişkin olarak incelenen en alt ve üst değerlerdeki farklılaşmalar çok önemli sorunlar değildir. Olayın kökeninde kullanıcıların çeşitli etkenlerle değişime uğramış ve genleştirme yapılması olanağı olmayan öznel kullanıcı istekleridir. Tabanda bunlar kalite ve kantite açısından değişim ve gelişime uğramışlardır. Gelişen teknoloji, hızlı endüstrileşme, nüfus artışı, şehirleşme, çevre faktörleri, eğitim-öğretim düzeyinin iyileştirilmesi vb. pek çok etken insanın temel ihtiyaçlarını karşılama yöntemlerinde bile belirgin değişiklikleri oluşturmuşlardır. Mağara, çadır, kulübe, megaron, tek ev, ikiz ev, sıra ev, apartman, toplu konut gibi dünden bugüne çeşitlendirilerek sıralanabilir. Bağımsız olarak oluşan, tek ev ölçeğinde konuyu ele alırsak, magmanın orijini noktasından uzayın sonsuzluğuna kadar sahip olunabilecek bir mülkiyetten duyulacak haz kişileri sürekli olarak daha da artan dürtülerle "Villa"cılar kervanına katmaktadır. Kullanıcının şehrin gittikçe üzerinde hissettiği yoğunluğundan, bir konudaki kirliliğinden kaçmak gibi bir isteğinden daha tabii bir şey ne olabilir ki? Son yıllarda kullanımda ortaya çıkan sorunlar belirginleştikçe villalarda kendi içlerinde çeşitlenmeye başlamışlardır. Kişiler önce can ve mal emniyetlerini sağlamakla yükümlüdürler. Bu bizim konularımız dışında fakat mutlaka 33

RkJQdWJsaXNoZXIy MTcyMTY=