Yalıtım Dergisi 119. Sayı (Şubat 2014)

YALITIM • ŞUBAT 2014 47 inovasyon bulunuyor. Şirketin viz- yonu da bu çerçevede olmalı. Birisi başka işlere girmek farklı sektörlerde iş yapmak isteyebilir ancak o dün- yayı anlamak lazım. Kendi kendini analiz ederek o işi niye yapacağını bilmelidir. İş dünyası yöneticilerine bu anlamda düşünmelerini tavsiye ediyorum...” Felsefe doktorası yapıyorum “Felsefeyle de çok ciddi ilgileni- yorum. Elime geçen birkaç felsefe kitabı beni felsefeye yakınlaştırmıştı. Platon’un ‘Devlet’ kitabı içimde müthiş bir heyecan doğurmuştu. Bahçeşehir Üniversitesi’nde her cumartesi düzenlenen felsefe kon- feranslarını takip ediyordum. Git- tikçe yakınlaştığım felsefe alanında yüksek lisans yapmaya karar verdim. 2010 yılından bu yana Maltepe Üniversitesi’nde Felsefe alanındaki yüksek lisansımın ardından doktora eğitimim devam ediyor. Özellikle insan felsefesi ve varoluşçulukla ilgi- leniyorum. Aslında iktisat ve felsefe birbirlerini tamamlıyorlar. Bazen çok bilmek insanı mutsuz edebiliyor ama teraziye koyduğun zaman bilmenin, bilmemeyi yendiğini idrak edebiliyo- rum. Bilmenin getirdiği zenginlik ve yaşam kültürü insanı geliştirir. Halk arasında felsefe soyut bir şey olarak görülür. Fakat felsefe müthiş dere- cede somut bir disiplindir aslında. Felsefe, bana var olanı çok daha iyi hissederek, anlayarak yaşama fırsatı verdi.” “Temelleri, yüksek lisans bitirme projeme dayanan bir kitap da yazdım. İş dünyasında, özellikle yeni neslin çalışmasında bazı sıkıntılar dikka- timi çekiyor. Çalışanların önemli bir kısmının mutsuz olduğunu gözlemli- yorum. Kitap iki bölümden oluşuyor. Birinci bölümde insan felsefesini ve çalışan varlık olarak insanı inceli- yorum. ‘Meslek ve kariyer nedir?’ sorularına cevap aranıyor. İkinci bölümdeyse varoluş felsefesini kari- yerle birleştiriyorum...” İlkeli olmak önemli “Çalışma hayatında ilkeli olmanın çok önemli olduğuna inanıyorum. Bu, benim için temel bir prensiptir. Özellikle, zor duruma düşünce de o ilkelerden vazgeçmeyecek derecede ilkeli olmak önemli. Tabii ki herke- sin iyi-kötü ilkeleri vardır, fakat başı biraz sıkıştığında o ilkelerden ödün vermek, ilkeli olunduğunu göster- mez. Yani kendi kendine yalan söyle- memek lazım. Önem verdiğim ikinci şey ise çok çalışmaktır. Çalışmak benim için bir varoluştur. Severek çalışmaya inanırım. Şirkette de işini sevmeden yapan insan istemiyoruz. Ayrıca girişimci ve eylemci olmak da önemli. Fikrini söylemek ve söyledi- ğin bu fikri hayata geçirmek lazım...” Önce insan “Çalışma hayatımdaki ilk kuralım ise ‘önce insan’dır. Biz hep beraber var olacağız. Karşımdakini öncelikle bir insan olarak anlamaya çok önem veririm. İnsanlara doğruyu söylerim, politika yapmayı sevmem. Tam bir halk adamı olduğumu söyleyebilirim ama bunun yanında bir aristokrat, yazar, sanatçı veya bir devlet başka- nıyla da rahatlıkla konuşabilirim...” Ofis, hakikati görmeye engeldir “16 yıl önce 34 yaşındayken evlendim. Eşim Mimar fakat çalış- mıyor. Biri İtalyan Lisesi’nde diğeri ilkokulda olan iki kızım var. Fener- bahçeliyim ama fanatik değilim. Sadece gidişatı takip ederim. Sporla iç içe bir insanım. Okuma, yüzme ve dans başlıca ilgi alanlarım arasında. Daha büyük bir şirkete geçeyim, kariyer yapayım diye bir arzum hiç olmadı; önce işimi seviyor muyum diye sordum hep! Fakat ileriki yıl- larda akademik anlamda kendimi çok geliştirmeyi planlıyorum. Emekli olduktan sonra da öğretim üyeliği yapmak, bilimsel ve iş hayatıyla ilgili kitaplar yazmak istiyorum. İnsan üzerine çalışmak ve analiz- ler yapmayı düşünüyorum. Sürekli bayi, müşteri ve şantiyeleri gezerim. Ofis, hakikati görmeye engeldir. Çok kitap okurum, yanımda hep bir kitap vardır. Hem iş hem de özel gezilerde yaklaşık kırk ülke görmüşümdür. En hoşuma giden ülke ise İtalya’dır. Ardından Güney Amerika’yı da çok severim. Ama Türkiye gibisi yoktur. İstanbul ve doğasına hayran oldu- ğum Artvin, Türkiye’deki en sevdi- ğim şehirlerdir...” Yöneticiler Karl Marx’ı okumalı “Ben kendimi demokratik ve libe- ral bir yönetici olarak görüyorum. Tek yönlü değil, interaktif iletişimi savunurum. Bir karar almadan önce muhakkak takıma sorar ve tartışıl- masını sağlarım. Belli disiplin içeri- sinde çalışmayı teşvik eden ve cid- diyetsizliğe müsamaha göstermeyen anlamda da otoriterim. İyi bir şirke- tiz, insana değer veren bir anlayışa sahibiz. Para ve zenginlik bir amaç değil, bir sonuç olarak ortaya çıkıyor. İşi zevkle yapıyorsan aynı zamanda da iyi yapacaksın. Amaç para oldu- ğunda ise işi iyi yapmamaya başlı- yorsun. Yaptığın iş amaç değil, araç haline geliyor. Ayrıca yöneticilere mutlaka Karl Marx’ı da okumalarını öneriyorum. Marx’ın insan anlayışı, kendisini gerçekleştiren insan üze- rine kurulmuştur.” Y

RkJQdWJsaXNoZXIy MTcyMTY=