Yalıtım Dergisi 119. Sayı (Şubat 2014)
46 YALITIM • ŞUBAT 2014 Sektörde denetim ve düzenleme şart “Kurucu üyeleri arasında yer aldığım ÇATIDER’de bir dönem baş- kan yardımcılığı da yaptım, şimdi ise yönetim kurulu üyesiyim. Son yıllarda çatı sektörü çok gelişti ve yeni firmalar ortaya çıktı. Kalite ve seçenek arttı. Fakat buna rağmen kiremit sektöründe hala eski tekno- lojiyle üretim yapan ve standartların dışında kalan ürünler ciddi seviye- lerde varlıklarını devam ettiriyorlar. Sektördeki ikinci önemli sorun ise haksız rekabet. Bu sorunlar nede- niyle kurumsal, belli standartların üzerinde üretim yapan sanayi firma- larının ilerlemesi yavaşlıyor. Çatının yapım standartlarının çok önemli olduğuna inanıyorum. Ustaların yetiştirilmesi ve sertifikalandırılması, sektörün yönünü belirleyecektir. Her işin bilime dayalı bir standardı olması gerekiyor. Sahadan gelmek iyidir ama bunun teorik bilgi ile birleştirilmesi gerekir. Artık bilim ve mühendis- lik zamanı. Devletin düzenleyici ve denetleyici rolünü etkin şekilde yapması şart. Sektöre kurumsal bir disiplin gelmesi ve kontrol edilmesi gerekiyor...” Öğretim Üyeliği de yapıyorum “Kurumların, şirket yöneticileri- nin ve iş liderlerinin, sivil toplum projelerini desteklemesi ve buralarda aktif rol alması, toplumun gelişme- sine katkı açısından çok önemli. 2005-2008 yılları arasında Yedi- tepe Üniversitesi’nde MBA akşam bölümünde Öğretim Üyesi olarak görev yaptım. Bunun yanında halen değişik üniversitelerde, öğrencilerle deneyimlerimi paylaşıyorum. Değer Temelli Pazarlama, Modern Yöne- tim ve Yöneticilik, Liderlik, Yeni İş Modelleri, Kariyer ve İş Felsefesi, bu doğrultuda özellikle yoğunlaştığım başlıca alanlar. Profesyonel iş son- rası akşamları üniversiteye gidip ders vermek bir fedakarlık gerektiriyor fakat bu tip uğraşlar benim için çok önemli ve keyif alarak yapıyorum. Öğrencilerle sınıfta bulunmak bana heyecan veriyor. Topluma sunmak zorunda olduğum bir hizmet olarak görüyorum. İnsan yetiştirmek, onlara katkılar sunmak onur verici bir şey. Ayrıca, iş ve akademi dünyasının çeşitli kurum ve kuruluşlarında, konferans ve seminerlerde yaptığım konuşmalar aracılığıyla düşüncele- rimi ve deneyimlerimi katılımcılarla paylaşmaya çalışıyorum...” Koçluk ve mentorluk da sevdiğim bir iş “Hayattaki felsefem çok boyutlu, çok etkinlikli insan olmaktır. Sadece tek bir işte uzmanlaşıp başka hiç- bir iş yapmayan birisi değilim. Üç dört yılda bir kendimi yenilemeye, yetenek ve hayallerimle örtüşen alanlara girmeye çalışırım. Geçti- ğimiz senelerde Ericson College International’ın düzenlediği bir yıl süren Koçluk programını bitirerek koçluk sertifikası sahibi de oldum. Bu doğrultuda, 30-35 yaş genç genel müdür ve üst düzey yöneticilere koçluk/mentorluk ve kariyerlerinin başındaki öğrencilere kariyer koç- luğu da yapıyorum. Bu, genellikle ofislerde çeşitli seanslar halinde olu- yor. 8-10’luk seanslar uygulanıyor. Koçluk ‘yol arkadaşlığı’dır. Bir koç kişinin kendisini keşfetmesini sağlar, tavsiyede bulunmazsınız. Sorunu- nun cevabını bilseniz dahi tavsiyede bulunmazsınız, ona buldurtursunuz. Mentorluk ise biraz farklı. Kendi deneyimlerini aktardığın, tavsiye- lerde bulunduğun bir alan. Yakla- şık üç yıldır, aylık olarak yayınlanan Kariyer Dergisi’nde ‘Perspektif’ adlı köşemde yazdığım makalelerde iş dünyası ve iş dünyasında insan ile ilgili değişik alanlardaki düşüncele- rimi de paylaşıyorum...” Emek harcanmadan başarı elde edilemez “Türkiye’de yönetici olabilecek çok sayıda genç insan var. Fakat son dönemlerde refah da geliştiğinden, insanlar kafasındaki projeyi hayata geçirmek için tam olarak ne yapa- caklarını bilemiyor. Hayata geçirme aşamasında biraz meşakkatli bir yol karşılarına çıktığında çabuk vazgeçe- biliyorlar. Benim de arkadaşlarımla yaptığım çalışmalarım hep bu yönde oluyor. Emeğe inanan bir insanım. Emek harcanmadan bir başarının elde edilmeyeceğine inanıyorum. Koçluk yaparken kendinize sorma- nız gereken üç soru vardır: Birincisi, ‘Yapabilir miyim?’; ikincisi ‘Gerçek- ten yapmak istiyor muyum?’ ve son olarak da ‘Yapmalı mıyım?’... Bu üç soruya kesinlikle ‘evet’ cevabının verilmesi lazım. Bunlardan sonra ‘zor mu, kolay mı?’ sorusu gelir; cevap ‘zor’dur. Sonrasında ‘mümkün mü, değil mi?’ sorusu gelir; cevabı ‘mümkün’dür. Zor ama mümkün. 10 kişiden 9’u ‘zor’ lafını duyunca bırakır. Kendine yalan söylemeyen birininse kontrol mekanizması onu uyarır ve ‘aslında yapmak istemiyo- rum’ der...” Yanlış performans hedefleri insanları başarısızlığa mahkum eder “İnşaat malzemeleri sektöründe çok yetkin, aktif ve inovatif, yabancı dil konuşan, dünyayla barışık bir yönetici kesimi var. Eksiklik ise bence yapılan işin üzerine biraz daha düşünmemek, düşünememek. Bir iş yapılıyor ama ne için yapıldığının farkında olunmuyor. Örneğin biz çatı yapıyoruz ve bunun insanların dünyasında doğurduğu anlamı pek sorgulamıyor, bilmiyoruz. Yanlış işte çalıştırmalar da oluyor; bir adam her işi yapamaz ki. Yanlış performans hedefleri insanları başarısızlığa mah- kum edebiliyor. İnsan başarısızlığı sevmez. Özellikle vizyon, misyon ve değerler boyutunda daha fazla çalışıl- ması gerektiğini düşünüyorum. Şir- ketimizde ilk dört değeri tespit ettik, birinci sırayı insan aldı. Sonrasında portre & röportaj
Made with FlippingBook
RkJQdWJsaXNoZXIy MTcyMTY=