Yalıtım Dergisi 117. Sayı (Aralık 2013)

YALITIM • ARALIK 2013 49 çağlardan beri ticaret kültürü yay- gındır. Anadolu’nun başka yerlerinde toprağın altından çanak-çömlek çıkar; Kayseri’de ise yüzyıllar önce- sinden kalma taş üzerine kazılmış ticaret anlaşma tabletleri çıkar. Kay- seri OSB’de bine yakın firma var ve yan sanayimiz oluşmuş bir şekilde. 60 bin çalışan olduğundan kalifiye eleman bulmada sıkıntı çekmiyoruz. Genel giderlerimiz, İstanbul’a oranla çok daha düşük. Pazara uzak olma- mıza rağmen navlun giderlerimiz çok yüksek değil. Ürünlerimizin nakli- yesini İstanbul’a yapmamız gereki- yor. Çünkü büyük pazarımız orası. İstanbul’dan Kayseri’ye bir tır 1800 TL’ye gelirken Kayseri’den İstanbul’a 900 TL’ye gönderiyoruz. Yani aslında belki pazara uzağız ama Kayseri’de üretim yapmak daha hesaplı oluyor...” Beş buçukta kalkarım “2006 yılında, 26 yaşındayken evlendim. Altı yaşında bir oğlum var. Yaklaşık üç ay sonra da bir kızım dünyaya gelecek. Bir ayağım devamlı İstanbul’da. Mardav, üstümüzdeki yükün büyük kısmını almasına rağ- men yine de İstanbul’da iş görüşme- leri ve toplantılar çok sık oluyor. Ayda bir de yurtdışına gitmem gerekiyor. Haftasonu aileme vakit ayırmaya gay- ret gösteriyorum. Sabahları mesaiye erken başlıyorum. Beş buçuk, altı civarında kalkıyorum. Salı, perşembe ve cumartesi sabahları, aralarında iş adamları, emekliler, işsizler, belediye başkanı, emniyet müdürü ve valinin de olduğu bir grupla Ali Dağı’na çıkı- yor, 12 kilometrelik uzun yürüyüş- ler yapıyoruz. Bu yürüyüşlerden çok büyük keyif alıyorum. Bu yürüyüşte unvanlarımızı, rütbelerimizi bir tarafa bırakır ve sohbet ederek yürürüz. Sık- lıkla yüzmeye de giderim...” Slovenya’nın fahri konsolosuyum “Galatasaraylıyım ama fanatik değilim. 2000’li yılların başında Galatasaray’ın çok başarılı olduğu dönemlerde daha fanatiktim fakat artık o başarılı günler geride kaldı- ğından aynı duyguları hissedemi- yorum. Diğer taraftan Slovenya’nın fahri konsolosluğunu da yürütüyo- rum. Slovenya ile ekonomik, sosyal ve kültürel bağları artırmaya çalışıyo- ruz. Kayseri’de ENVERDER, TÜSİAD ve İl Genç Girişimciler Kurulu’nun yönetimindeyim...” Onur ve Sağlık “Babam başarılı işler yapmış, Kayseri’de bilinen, sosyal sorumlu- luklar çerçevesinde görevler almış bir kişi. Sağ olsun bana hep önderlik etti. Yoğun iş hayatı olmasına rağmen ailesini hiç gözardı etmez. Eve hiçbir zaman iş taşımaz. İşle ilgili çok büyük sıkıntıları olsa da evdeki ruh halin- den bir şey anlayamazsınız. Bana söylediği, kulağıma küpe ettiğim bir şey var. ‘İnsan için iki şey önemlidir’ der, ‘Biri onur, biri de sağlık’. Bu ikisi olduğu sürece paran olmuş, olmamış hiç önemli değil. Parası olup da itibarı olmayan çok insan var. Parası olup da sağlığı olmayan çok insan var. Ondan her gün yeni bir şeyler öğreniyoruz. İşle ilgili de, her şeyi aklımızda tut- mamız gerektiğini öğütler. ‘Rakamı bilmediğin, hakim olmadığın iş senin değildir’ der...” Kaleye, dürüstlüğü koyuyoruz “Bizim iki prensibimiz var: kalite ve randıman. Bir ürünü gerekli kapa- sitede ve kaliteli üretmeyi hedefli- yoruz. İkisini yakaladığımız sürece hiçbir zaman sırtımız yere gelmez. Bana bağlı Finans, İşletme, Meka- nik, Enerji ve Kalite Kontrol grupları olmak üzere beş departman var. Bu arkadaşlarla haftada en az 3-4 defa toplantı yaparız. Bu toplantılarımı- zın tamamında iş görüşmeyiz. Sosyal yaşamdan, Türkiye’nin ekonomisin- den bahsederiz. Ailece görüştükleri- miz olur. Arkadaşlarla hem içeride hem de dışarıda ne kadar paylaşırsa- nız o kadar çok beyin fırtınası oluşu- yor ve hedefe odaklanıyorsunuz. Ne üretiyorsak randımanlı üreteceğiz ve o ürettiğimiz üründe hiçbir zaman kaliteden taviz vermeyeceğiz. Per- sonelin ne kadar bilgisi olursa olsun, bizim için önce dürüstlük gelir. Biz bir takımsak ve bir kalecimiz varsa, o kaleye dürüstlüğü koymalıyız. Önce- likle oradan gol yememeliyiz. Dürüst- lük olmazsa olmazdır. Bir fikriyle bize maddi kazanç sağlamış olan çok per- sonelle çalıştık. Ama dürüstlükten ödün vermişse, bir yalanını gördü- ğümüzde, terazinin öteki tarafında ne var diye tartmıyoruz. O arkadaşla

RkJQdWJsaXNoZXIy MTcyMTY=