Yalıtım Dergisi 117. Sayı (Aralık 2013)

“1 980 yılında Kayseri’de doğdum... Kayseri’nin merkezindeki Kapalı Çarşı içinde, dedemizin mesleği olan baharat, boya ve kimyevi madde satan Hasyüncü Baharat ismiyle 24 metrekarelik bir dükkanımız vardı. Dedemin perakende olarak yaptığı bu işi babam zamanla toptancılığa çevirmişti. Bu baharat dükkanı daha sonraları, oturduğumuz evin altında faaliyetine devam etti. Benim çocuk- luğum da o çevrede, ev ile dükkan arasında geçti. Dededen kalma bu iş halen devam ediyor ve başında en büyük ağabeyim var. Küçük ağabeyim ise diğer şirketimiz Beha Ambalaj fir- masının başında...” “Yedi yaşımdan itibaren, yaşıt- larım atari salonlarında, sokaklarda vakit geçirirken ben okul çıkışlarında dükkana gider, tezgahtarlık yapardım. Yaz aylarında da kesintisiz dükkanda çalışırdım. Dedem yaşlandığından, babam da o dönemde siyasal ve bürokratik işlerle çok uğraştığından büyük abim 14-15 yaşlarında dük- kanın sorumluluğunu almaya baş- lamıştı...” “İlkokul, ortaokul ve özellikle lisede oldukça kötü bir öğren- ciydim. Üniversite eğitimini pek düşünmüyordum. Öyle bir hedefim yoktu. Çevremizde üniversiteye YALITIM • ARALIK 2013 43 giden öğrenci sayısı da azdı. Zaten Kayseri’de, ailenin bir işyeri, dük- kanı veya mağazası varsa, çocuklar da genelde o işi devam ettirirler. Abileri- min sırtında aile işlerimizle ilgili yük- ler çok daha fazlaydı. Onlar hemen ticarete atıldılar. Espri olacak belki ama zaten Kayserili, aklı çalışmayan çocuğu okuturmuş...” Kumaş pantolon diktirmiştim “Lise bittikten sonra üniversite sınavına girmek için dershaneye git- miştim. Dershaneden çıkışta Erciyes Üniversitesi’ne gidiyor, öğrencileri gözlemliyor ve onlara özenip, daha çok çalışıyordum. Sayısal hafızam biraz daha kuvvetli olduğundan Fen ve Matematiğe ağırlık veriyordum. Üniversite sınavlarına girdiğimde, lise notlarım kötü olduğundan minimum seviyede ek puan almama rağmen yine de iyi sayılabilecek bir puan tutturmuştum. Eskişehir Anadolu Üniversitesi İktisat Fakültesi’ne pua- nım tutuyordu. Üniversiteye gidene kadar Kayseri’den dışarı pek çıkma- mıştım. Bildiğim dünya Kayseri’ydi. Gittiğimde Eskişehir bile bana çok farklı gelmişti. Kayseri Anadolu’nun göbeğinde, biraz da tutucu, sosyal yaşamı zayıf, Batı’ya kıyasla daha muhafazakar bir yapıya sahip bir şehirdir. Üniversite sınavını kazan- dığımı öğrendiğimde, biraz da ‘esnaf kültürü’nde yetiştiğimizden, okula giderken giymek için kendime kumaş bir pantolon diktirmiştim. Fakat tabii okula başlayıp kot pantolonlu yaşıt- larımı görünce, yaptığımın ne kadar lüzumsuz olduğunu anlamıştım...” Fakülteyi üç yılda bitirdim “1999’da başlayan üniversite hayatım ise oldukça başarılı geçti. İktisadı, çocukluğumdan beri tica- retin içinde olduğumdan çok sev- miştim. Hatta o kadar sevmiştim ki, üst sınıfların da dersini alarak okulu dört değil de üç senede bitirdim. 40 yıllık fakülte tarihinde üç yılda mezun olan tek öğrenci bendim. Rektör bile yanına çağırıp teşekkür etmişti. Dip- lomamı da, bir iki sene sonra değil de hemen çıkarıp vermişlerdi. Üniversite yıllarımda, okuldaki eğitimden ziyade sosyal hayat hakkında çok ciddi bil- giler edindim. Kendi ayaklarım üze- rinde durabilmeyi, kendi bütçemi oluşturabilmeyi ve kendi kararlarımı vermeyi hep bu yıllarda öğrendim...” Beş yakın dost ve Beşler Tekstil... “Beşler Tekstil 1996 yılında, baba- mın, çarşıdaki çocukluğundan beri beraber olduğu tüccar arkadaşlarıyla kurduğu, adından da anlaşılabileceği üzere 5 ortaklı bir firma. Babamla birlikte bu 5 kişinin o zamanlar yar- dıma muhtaç 1000 kişiye günlük yemek veren bir aşevi varmış. Fakat zamanla, kışın yemek alanlarla yazın yemek alanların sayısındaki farklılık dikkatlerini çekmiş. Yaz aylarında iş Harun Hasyüncü 3 yaşındayden.. Lise yılları... Ağabeyleriyle...

RkJQdWJsaXNoZXIy MTcyMTY=