Yalıtım Dergisi 114. Sayı (Eylül 2013)
60 YALITIM • EYLÜL 2013 deprem açıldı. Sahte mühendisler ile değişik nedenlerle mesleki faaliyette bulun- maya yetkili ve yeterli olmayanların önü açıldı. Örneğin 2011 ile 2013 yılları ara- sında Odamıza ulaşan yapı ruhsatı bilgileri ile Oda kayıtlarının karşılaş- tırmalı incelenmesinde kaygı verici sonuçlara ulaşılmıştır. 1226 yapı ruhsatından, 352’sinin incelenmesi tamamlanmış, bunlardan 265’inin sorunlu olduğu tespit edilmiştir. Bir başka ifadeyle; binaların yüzde yet- mişi mevzuata aykırı inşa edilmiş- tir. Açıkçası, bu binalarda yaşayan insanlarımız hayati tehlike altında- dır. İncelemenin ayrıntılı sonuçlarına ulaşıldığında, kaç tane yapının sahte mühendisler vasıtasıyla üretildiği, kaç tanesinde mühendisin sadece “imzacı” olarak yer aldığı da ortaya çıkacaktır ki, bu durumun vahametini tüm çıplaklığı ile göz önüne sere- cektir. Bu vahim tablonun sorumlusu bellidir. Bu veriler, meslek odaları ile mühendisler arasındaki bağın kesil- mesinin kaçınılmaz sonucudur. Yapı denetimini yeterince önemsemeyen, imar mevzuatında değişikliklere giderek meslek odalarının yetkilerini kısıtlayan, üye-meslek odası ilişkisi- nin zayıflamasına yol açan, meslek odalarının üyelerini denetlemesinin engelleyen anlayış, yapı üretimini nitelikli ve sağlıklı olmaktan daha da uzaklaştırmış, yapı denetiminde zafiyete yol açacak şekilde keşmekeşe sebebiyet vermiştir. Hükümetin meslek odalarıyla ilgili yaklaşımı kamuoyunun bilgileri dahi- lindedir; meslek odalarından duyu- lan rahatsızlık yeni değildir. Ancak, meslek odalarının güçsüzleştirilmesi pahasına “güçsüz” yapıların ortaya çıkmasına neden olmanın da anla- şılabilir, kabul edilebilir bir tarafını bulmak aynı derecede zordur. Meslek odalarını sürecin dışına itmenin, mesleki faaliyetlerin ve yapı üretim sürecinin denetiminde yeni sorunlara yol açacak yanlış kararlara imza atmanın bedelini ne yazık ki ülkemiz, toplumumuz ödeyecektir. Anlaşılan o ki siyasi erk, Türkiye’nin bir deprem ülkesi olduğunu unut- makta, deprem önlemlerinin başında işlevsel, uygulanabilir bir denetim mekanizması geldiği gerçeğini yok saymaktadır. İMO olarak, yapı denetiminin gerekliliğine, mesleki çalışma esasla- rının, Türkiye’nin bir deprem ülkesi olması gerçeğinden hareketle tanzim edilmesi gerektiğini düşünüyor, bütün bu değişikliklerin, güvenli ve sağlıklı yapı üretimini sağlayamayan bir ülke için ne anlama geldiğini kamuoyunun takdirine bırakıyoruz. Deprem tehlikesi nedeniyle kentsel dönüşüm meşrulaştırılmaktadır Ülkemizde yapı stokunun hali içler acısıdır; yapı stoku tehlikenin boyu- tunu gözler önüne sermektedir. Ülkemizde yaklaşık yirmi mil- yon yapı bulunmakta, ancak stokun ayrıntılı bir envanteri çıkarılmadığı için depremde bir bütün olarak nasıl bir davranış sergileyeceği bilinme- mektedir. Bilinen, mevcut binaların % 67`sinin ruhsatsız, % 60’ının 20 yaşından büyük olduğudur. Bu veriler, kentsel dönüşüm pro- jelerinin kamuoyu özelindeki meşru- luğunu ve kabul edilebilirliğini sağ- lamış, uygulama başlamıştır. Uzun yıllar deprem önlemleri adı altında herhangi bir girişimde bulunmayan, adeta insanları kaderleriyle baş başa bırakan siyasi iktidar, kentsel dönü- şüm projelerini tek çözüm yolu olarak gündemine almıştır. Depreme karşı kentlerimizi, bina- larımızı hazır hale getirmek iddiasıyla başlatılan kentsel dönüşüm projeleri- nin bu amaca ne kadar hizmet ede- ceği tam bir muammaya işaret etmek- tedir. Beraberinde, büyük tehlike oluşturan kamu binalarının geleceği belirsizliğini korumaktadır. Kurum- lar arasındaki koordinasyonsuzluk bizleri kaygılandırmaktadır. Açıkçası sorumluluk hangi kurumdadır ve sorumluluk hangi düzeyde yerine getirilmiştir, belli değildir. Örneğin kamu kurumlarına bağlı okulların, yurtların, kreşlerin, hastanelerin tam sayısı, kaç tanesinin yıkılıp yeniden yapılması, kaçının güçlendirilmesi gerektiği, kaçının projelendirildiği, kaç işin bitirildiğine ilişkin bilgilere ulaşmak mümkün olmamaktadır. Buradan bir kez daha sormak istiyoruz: Okullar, yurtlar, kreşler, hastaneler ve benzeri kamu bina- larının durumu nedir? Kaç binanın güçlendirilmesi, kaç binanın yıkılıp yapılması gerekmektedir? Şimdiye kadar kaç binada bu
Made with FlippingBook
RkJQdWJsaXNoZXIy MTcyMTY=