Yalıtım Dergisi 114. Sayı (Eylül 2013)
44 YALITIM • EYLÜL 2013 “1980’de Endem İnşaat ile yol- larımız kesişti. Endem İnşaat, Suudi Arabistan’da, Medine’de çok büyük bir iş almıştı. 6 bin tonluk bir su kulesi inşa edilecekti. Suudi Arabistan tecrübem vardı ve arada sırada Arabistan’a gitmek zorunday- dım. Hollandalı Proje Koordinatörü ile çalışıyordum. 1983 yılında bu proje bitmek üzereyken de Endem İnşaat’tan ayrıldım. Meslek hayatım için çok yararlı bir dönemdi. Kayar kalıp sistemi ve ön germeli sistem- ler konusunda ciddi deneyimler edindim. Özellikle Endem İnşaat’ın patronu Naci Endem ile çalışmak bana çok katkı sağladı. Barfiks şam- piyonu da olan Naci Bey’in dengesi çok iyiydi. Yüksekten korkmamayı ve Türk kahvesi yapmayı ondan öğren- miştim. Fakat tabii Türk kahvesi yapmayı öğrenmek, ileriki yıllarda başıma büyük işler(!) açtı. Bir iki kere de eşime yaptım, çok beğendi... 35 senedir de ben yapıyorum...” Japonlarla sabah sporu “1987’de, proje bitmek üzerey- ken Endem İnşaat’tan ayrıldım ve bir proje yönetim firmasında göreve baş- ladım. Fakat bugün çok önem kaza- nan proje yönetimi, o zamanlarda Türkiye için oldukça yeni ve pek ilgi görmeyen bir konu olduğundan onu da çok sürdüremedim. Buna rağmen bu iş bana bir sonraki işimin kapı- sını araladı. O firmadaki ilişkilerimle, Swiss Oteli’i yapan Japon Hazama şirketinde Proje Müdür Yardımcısı olarak işe başladım. Japonlarla çalış- mak gerçekten başta çok zor geliyor ama siz onlara, onlar da az da olsa size alıştıktan sonra inanılmaz kolay oluyor. Japonlarda işler sisteme ve güvene dayalı yürüyor. Her sabah, bir kaset eşliğinde, gündelik elbiselerle spor yapardık. Sonra da yedi-sekiz mühendis çember şeklinde ayakta dizilir toplantı yapardık. İletişime çok önem verirlerdi...” Sika... “Swiss Otel’de kaba inşaatın bitimi ve ince işlerin başlamasıyla yine arayışa girmiştim. Eşimin Üsküdar Amerikan Kız Lisesi’nden bir arka- daşı vasıtasıyla Sika’nın bir genel müdür aradığı bilgisini edinmiştik. Görüşmelerin ardından 1990 yılında Genel Müdür sıfatıyla göreve başla- dım. 1990 içinde ilk birkaç ay tama- men Türk bir lisansiye olan Deteks Grubu’nun yapı kimyasalları biri- minin genel müdürlüğünü yaptım. Ardından yüzde 49 Deteks, yüzde 51 İsviçre Sika joint venture’ın dönüşü- münü yaşadım. 1991 yılından 2000 yılına kadar bu joint venture’ın genel müdürlüğünü yaptım. 2000 yılında da şirketin yüzde yüzü İsviçre Sika tarafından satın alındı. Sekiz yıl da tümüyle yabancı sermayeli Sika’nın genel müdürlüğünü sürdürdüm...” 5 bin tondan 120 bin tona “Kaderimde öğrenmek var her- halde. Her işimde yeni bir şeyler öğrenmek durumunda kaldım. 19 yıl boyunca bu süreçlerde bir joint venture nasıl kurulur, nasıl yönetilir, bir aile şirketi nasıl idare edilir, riskler nelerdir gibi birçok konuda tecrübe edindim. Sika’daki 14. senemde Türki Cumhuriyetler ve Orta Asya’daki bazı ülkeler de Türkiye’ye, dolayı- sıyla bana bağlandı. İşe başladığımda yıllık beş bin tonluk bir üretim hacmi- miz vardı, ayrıldığımda ise bu rakam 120 bin tona çıkmıştı. Bu başarı tabii ki bir ekibin başarısıydı. Sika’da ilk senelerde şantiyelere odaklanırken sonradan bayilerle de çalışmaya baş- ladık ve ciddi bir değişim yaşadık. Bu süreçleri yönetmek oldukça zordu. Ayrıca Sika’daki dönemim içinde Azerbaycan ve Kazakistan’da da birer fabrika kurulmasına liderlik etmiştim. Dört yıl tüm dünyadaki 80 Sika fabri- kası içinde en istikrarlı büyüyen şirket seçildik. 3 kez de En Başarılı Genel Müdür seçildim...” “Sika’da yaptığım önemli işlerden bir tanesi de, 1999 yılında yaşanan depremin ardından, tüm dünya- daki Sika şirketlerinden bilgi-dene- yim anlamında bir yardım organize etmemdi. Hepsiyle ortak çalışmaları bizzat kendim yürüttüm. Büyük, ulus- lararası bir şirkette çalışmanın avan- tajlarını Türkiye’ye sunma yönünde gayret sarf ettim. Meksika, Amerika, Japonya’da depremle ilgili dene- yimleri elimizden geldiği kadar tüm üniversitelere ve kamu kuruluşlarına ulaştırmaya çalıştık. Macaristan’dan, İtalya’dan, ABD’den uzmanlar getir- tip, depreme dayanıklı binalar nasıl inşa edilir, bina güçlendirmeleri nasıl yapılır gibi konularda üniversitelerde konuşmalar yaptılar. Dolayısıyla böyle bir konuda hizmet vermiş olmak da bana çok huzur veriyor. Umarım bir faydamız olmuştur...” Gözüm açık gitmez “Yurtdışındaki Sika fabrikalarına imrenerek bakıyordum. Kaynar- ca’daki eski, düzensiz fabrikamızın yerine yeni fabrikanın yapım süre- cinde ise çok mücadele etmiştim. Hiç mütevazı olmayacağım... Mesleki kariyerimi riske ederek çok ısrarcı olduğum bu fabrikanın Türkiye için çok lüks olduğu düşünülüyordu. İsviç- re’deki birçok yöneticimin muhalefeti vardı. 800 metrekarelik laboratuvarın portre & röportaj Swiss Otel inşaatı - 1989
Made with FlippingBook
RkJQdWJsaXNoZXIy MTcyMTY=