Yalıtım Dergisi 111. Sayı (Haziran 2013)

YALITIM • HAZİRAN 2013 29 gazı salımı en fazla olan bina tipi demektir. G sınıfı binalar, yasalarca öngörülen asgari şartlardan en az % 75 daha fazla enerji tüketmektedir. Enerji tüketimleri C sınıfı binalar da pozitife geçmekte ve bu sınıfta yasa- larca öngörülen asgari şartlardan % 1 ile % 20 arasında daha az enerji tüketmektedirler. Enerji sınıfı en üst seviye olan A sınıfı binalarda ise asgari şartlara göre en fazla % 40 kadar daha az enerji tüketimi söz konusudur. Mevcut yasa ve yönetmeliklerde iyi ve kötü enerji sınıfına sahip binalar için henüz bir yaptırım olmamakla birlikte C sınıfı ve üstü binalarda devletten destek alınması beklen- mektedir. Bunlar; emlak vergisinde indirim, doğalgaz ve elektrik gibi enerji fiyatlarında indirim olarak dile getirilmektedir. Enerji sarfiyatı ve sera gazı salımı fazla olan D sınıfı ve altı binalarda ise yüksek vergi ve enerji fiyatlarında yüksek fiyat olarak düşü- nülmektedir. Ayrıca enerji sınıfının bir binanın alım satım fiyatı belirlenirken belirle- yici özelliklerden biri olacağı açıktır. İyi bir enerji sınıfına sahip bina ile hem konforlu bir yaşam, hem daha az çevre kirliliği hem de binanıza değer katacağınız muhakkaktır. Türkiye için önemli bir sorun haline gelen enerji kullanımını bu yönetmelikle biraz daha çözüm nok- tasına yaklaştı. Yeni bina tasarımla- rında mevcut binaların proje değişik- liğini gerektiren önemli tadilat belge- lerinde, mekanik, elektronik tesisat değişikliğinde, yönetmelikte bulunan esaslar göz önüne alınıp binalara enerji tasarrufu yaptırılması amaçla- nıyor. Enerji kullanımının minimuma indirilmesinin ekonomik açıdan hem devlete hem de vatandaşa katkısı büyük olacak. 2000 yılından önce yapılmış bina stoku, sadece geçerli inşaat standartları açısından karşılaş- tırıldığında bile bugünkü yönetmeliğe göre en az iki misli enerji harcamakta. Yeni yapılacak olan binaların projesi Bina Enerji Tasarrufu Yönetmeliği’ne uymak zorunda. Projeler yönetme- liğe uymadığı takdirde yapım ruhsatı verilmiyor. Bu da enerji tasarrufu- nun asgariye indirilmesi için devle- tin attığı zorlayıcı ve etkin bir adım olarak karşımıza çıkıyor. Bina yapacak olan müteahhitler, projelerini çizdirir- ken bu yönetmeliğe göre çizdirmek zorunda. Aksi halde binanın yapım ruhsatı verilmiyor. Yine yönetme- liğe uygun projesine göre uygulama yapılmayan binalara ilgili idarelerce, yapı kullanım izin belgesi verilmiyor. Yani vatandaş, yapılan binayı kulla- namıyor. İmar ve ada parsel durumu dikkate alınarak ısıtma, soğutma, doğal havalandırma, aydınlatma gibi ihtiyaçların asgari seviyede tutulması gerekiyor. Mimari uygulama projesi ve sistem detayları ısı yalıtım raporu ile uyumlu olmalı, yenilebilir enerji kaynaklarının kullanımı araştırılmalı, bina içerisinde sürekli kullanılan yaşam alanları, güneş ışığı ve ısısı, doğal havalandırmadan en uygun fay- dalanabilecek şekilde yerleştirilmeli. Evinin enerji sınıfını yukarıya taşı- mak isteyenlerin ise öncelikli olarak ısı yalıtımı yaptırmaları gerekiyor. Isı yalıtımı denilince de, binayı bir manto gibi dışarıdan kaplayarak ısı köprüle- rini önleyen, gerek doğalgaz gerekse elektrik faturalarını ortalama yüzde 50 azaltan EPS’li mantolama ürünleri akla gelmektedir. Avrupa’da olduğu gibi ülkemizde de mantolama sistem- lerinde en çok kullanılan ısı yalıtım malzemesi EPS‘dir. EPS’nin çok kul- lanılması, ekonomikliğinden, üstün teknik özelliklerinden ve bunların sonucu olarak optimum faydayı vere- bilmesinden kaynaklanmaktadır. EPS ısı yalıtımı konusunda enerji verim- liliğini ekonomik olarak sağlayarak kaynak israfını önler, kaynak israfını önleyerek de dışa bağımlılığımızı azaltır. Çevreci, ucuz, sürdürülebilir, verimlilik odaklı enerji anlayışı gibi kavramların tamamı EPS ile yapılan ısı yalıtımını, yani yaygın kullanımı ile mantolamayı kapsamaktadır. Kentsel dönüşüm kapsamında Türkiye genelinde önümüzdeki 20 yılda yaklaşık 15 milyon konutun elden geçirilmesi planlanıyor. Ülke- mizde bulunan yaklaşık 20 milyon konutun yüzde 85’inde ısı yalıtımı bulunmuyor. Kentsel dönüşüm sebe- biyle birçok yalıtımsız bina da yalı- tıma kavuşmuş olacak ve bu yalıtım ile 15 milyar dolarlık tasarrufun yanı sıra Türkiye’nin yıllık doğalgaz ihtiya- cının yarısı kadar bir enerji tasarrufu elde edilmiş olacak. Ülkemizdeki tüm yapıların yalıtımlı olması durumunda, yılda 15 milyar dolara eşdeğer bir enerji tasarrufu sağlamak mümkün. Isı yalıtımının, yalnız müteahhit ya da inşaatı üstlenen firmanın değil, bina- sını yaptıran vatandaşımızın da talep etmesi gerekiyor. Birçok Avrupa ülkesinde ısı yalı- tım yönetmelikleri, konutlarda kışın ısıtma yazın da soğutma için harca- nan enerjiyi metrekare başına 30-60 kilowatt ile sınırlandırırken, ülke- mizdeki yönetmeliklerle bu sarfiyat miktarı metrekare başına 100-120 kilowatt olarak hedefleniyor. Bu sebeple enerji sarfiyatlarının kademe kademe düşürülmesi ve Avrupa ortalamasına yaklaşılması gerekiyor. Ayrıca bu yaklaşımın sadece soğuk bölgelerde değil, sıcak bölgelerde de ele alınması şart. Mevcut TS 825’te soğutma ile ilgili hesapların olmaması sonucu, sanki ülkemizin sıcak bölge- lerinde ısı yalıtımı yapılmasına gerek yokmuş gibi bir sonuç çıkıyor. Hal- buki bu bölgelerde sıcak havalarda yaşam mekanlarının soğutulması için gereken enerji, ısıtma için gereken enerjiden çok fazla. Isı yalıtımı ile ekonomik ve konforlu bir yaşam mekanı sağlanması gerekliliği en az soğuk bölgelerimiz kadar elzem. Y

RkJQdWJsaXNoZXIy MTcyMTY=