Yalıtım Dergisi 109. Sayı (Nisan 2013)

44 YALITIM • NİSAN 2013 mak üzere ÇATIDER’e başvurduk. Ancak ÇATIDER ile böyle bir projeyi henüz hayata geçiremedik. Yalıtım: Halkın talebi ve ilgisi nasıl? Abdurrahman Özciğer: Enerji verimliliği, topyekün bir bilinç işi. Bu bilinç halkta nasıl oluşacak... Ya ilko- kuldan başlayan bir eğitim sürecinde pekişecek ya da günlük yaşamınızda cebinize etki eden ısıtma-soğutma giderleri canınızı yakacak ki, yalıtı- mın değerini anlayabilesiniz. Bunun olması için de yalıtım konusunda insanların farkındalığının artması lazım. Biz de bu yönde çalışmalar yaptık. Bankacılık sektöründe ilk kez bir banka, yalıtım bilinci veren rek- lamlar yaptı. Reklamlara apartman yöneticilerini çıkardık ve yalıtımın faydasını bizzat müşterilerimize anlattık. Tabi, kulaktan kulağa tanı- tım da önemli bir tanıtım şekli oldu bizim açımızdan ve bunun faydalarını gördük. Birbirinden duyup bize gelen apartman yöneticileriyle karşılaştık. Bankacılık işlemleri için bize gelen müşterilerimize anlattık. 2009’dan bu yana geçen sürede 28 bin konutun yalıtılmış olması bence yeterli değil ancak önemli bir katkıdır. Daha çok olması gerekirdi. Bunun olması için de vatandaşta yalıtım bilinci oluşmasının yanı sıra bu konuda devletin de desteğiyle, motive edecek adımların atılması yararlı olacaktır. Biz başladığımızda yurtdışındaki enerji verimliliğini destekleyen kre- dilerle oranlarsak, şimdiki enerji verimliliğini destekleyen krediler daha da çoğaldı. Müşterilerimize daha uygun koşullarla kredi verebil- mek adına yurtdışından finansman kaynakları sağlayarak 18 ay faizsiz kredi verebiliyoruz. Bizden sonra TURSEF organizasyonu oluştu. EBRD bizim de aralarında olduğumuz beş bankayla yalıtım kredileri konusunda destek modelleri oluşturmaya çalıştı. Bu arada biz kendimiz gelişiyorken, dünyaya da örnek olduk. Enerji ihtiyacının yüzde 70’ini ithal eden ülkemizde kritik öneme sahip enerji verimliliği alanında bir çözüm ola- rak geliştirdiğimiz EKOkredi ürünü, “Rio+20 Birleşmiş Milletler Sürdü- rülebilir Kalkınma Konferansı”nda Türkiye’yi temsil etmek üzere seçilen en iyi uygulamalardan biri oldu. EKOkredi, T.C. Kalkınma Bakan- lığı koordinasyonunda sürdürülebilir- likte en iyi uygulamalar kapsamında yürütülen değerlendirme sonucunda, söz konusu zirvede, finans sektörün- den ülkemizi temsil eden tek proje olarak yer aldı. Bu temsil, kuruluşun- dan bu yana toplumsal kalkınmayı iş süreçlerine dahil eden Şekerbank’ın tüm çalışanları için bir gurur vesilesi oldu. Sonra İMSAD’la birlikte yalı- tım bilincinin artırılmasına yönelik Avrupa Topluluğu’ndan bir proje aldık. Bu projeyle bizim Türkiye’de oluşturduğumuz finans modelini, Orta Avrupa’daki yedi ülkeye anlat- tık. Brüksel’de Avrupa Topluluğu’na anlattık. Yurtiçinde sağladığımız kat- kıların yanı sıra bu bilgi birikimini yurtdışına aktarmak da bizi gurur- landırıyor. Bunu yaparken de sektör oyuncularıyla kol kola gidiyoruz. Bunların en önemlilerinden biri de sizsiniz, çünkü siz de bu tanıtım faa- liyetlerine ciddi katkı veriyorsunuz. Yalıtım: Yalıtım kredisinde talep daha çok hangi bölgelerden geliyor? Abdurrahman Özciğer: Akdeniz ve Ege sahil şeridinde, diğer illere göre daha az. Ama Bolu, Düzce, Adapazarı ve İstanbul gibi soğuk illerde talep daha fazla. Bu süreçte gördük ki, apartman yönetimlerinin kat malik- lerini ikna etmesinde ve kat malik- lerinde yalıtım bilinci oluşmasında biraz sıkıntılar var. Sırf bunun için personelimiz kat malikleri toplantı- larına giderek yalıtımın faydalarını anlatıyorlar. Yalıtım yapılmasının ardından faydasını gören müşterile- rimizin memnuniyetlerini çevrele- riyle paylaşması sonucu ürünümüzün tanınırlığı artıyor. Yalıtım: Devletten, hükümetten veya kamu kurumlarından beklentileriniz nelerdir? Abdurrahman Özciğer: Öncelikle sektörü anlamaya yönelik bir bakış açısı ve vizyon önemli. Enerji Bakan- lığı oluşturulması, enerji konusunun bir bakan tarafından temsil edilmesi çok önemli. Yenilenebilir Enerji Genel Müdürlüğü’yle bu konuya verilen önem gösteriliyor. Vatandaşı bilinçlendirmeye yönelik ENVER projelerinin çok faydalı olduğunu görüyoruz. Kamu spotuyla halkın bilinçlendirilmesinin yanı sıra finans- man kolaylığı sağlanması da talepleri artıracaktır. Enerji verimliliği kredileri, bir ihtiyaç kredisi sayılıyor. Bir de konut kredisi var. Kanuna göre, konut kre- disinden KKDF ve BSMV alınmıyor. Siz yalıtımlı bir bina alırken verdi- ğiniz paranın bir kısmını da zaten yalıtımına vermiş oluyorsunuz. Dola- yısıyla yeni bina alırken yalıtım için verdiğiniz parada bu vergileri öde- miyorsunuz. Ama bir bina alıp sonradan yalı- tım yaptırmaya kalktığınızda üstün- den vergi alınıyor. Dolayısıyla KKDF ve BSMV istisnasının sağlanması ciddi bir katkı olur. Bunun yanı sıra kredilere devlet tarafından bir faiz katkısı sağlanması, bir KDV avan- tajı sağlanması lazım. Ve son olarak ama mutlaka yapılması gereken şey, finansmanın bir kısmının devlet tara- fından karşılanması. Biz bununla ilgili girişimlerde bulunduk. Umarım bu tarz düzenlemeler yapılır ve adım adım ilerleyen sektör, koşmaya baş- lar. Çünkü Türkiye’nin buna ihtiyacı var. İZODER’le yaptığımız hesapla- malarda da görüyoruz ki, şu andaki yalıtımsız binaların hepsi yalıtılmış olsa, Türkiye her yıl 7 milyar dolar tasarruf edecek. röportaj Y

RkJQdWJsaXNoZXIy MTcyMTY=