Yalıtım Dergisi 10. Sayı (Ocak-Şubat 1998)

görüş öneri göz ardı etmeden toplumumuzu bilinçlendirmek, yalıtım firmaları olarak bizlere düşmektedir. 2. Su yalıtım sektörünün problemleri Su yalıtımında Türkiye'de son yıllardaki gelişme son derece sevindiricidir. Dünya pazarında var olan tüm ürünlerin imalat ve ithalat yoluyla pazardaki yerlerini aldıklarını, uygulamak kalitesinin ve yardımcı ürün çeşitlerinin hızla arttığını görüyoruz. Şu anda, dikkat edilmesi gereken iki önemli unsur dışında ilerleme son derece sağlıklı gerçekleşmektedir. Su yalıtım sektöründe çalışmalarını sürdüren firmaların önümüzdeki yıllarda gündemini işgal edecek problemlerden biri; ürün kalitesinde standardizasyonun sağlanması, diğeri de dünya standartlarında ürün kalitesinin aynı standartlarda hizmetle desteklenmesidir. a) Farklı niteliklerde malzemelerin her detaya önerilmesi ve uygulanması, birinci derecedeki problem olarak karşımıza çıkmaya başlamıştır. Su yalıtımı amaçlı üretilen malzemeler, teknik özelliklerine göre farklı alanlarda kullanılmak üzere üretilmişlerdir ve bu farklılık göz ardı edildiğinde, su yalıtım malzemesi kullanıldığı halde risk içeren bir yalıtım söz konusudur. Benzer şekilde tip, görünüm ve kullanım alanı olarak aynı kabul edilen ürünler arasında da farklılıklar söz konusudur. Örneğin polimer bitüm membranlarda, birbiri ile tamamen aynı görünen ancak su yalıtım kabiliyetleri çok farklı ürünler üretilebilir. Teknik özelliklerdeki bu ayrım, maliyetleri, dolayısıyla ürünün fiyatını etkiler. Üretici, ithalatçı ve satıcı firmaların bu konuda kısa vadeli satışları hedefleyerek müşterileri doğru seçeneğe yönlendirmemeleri, telafisi güç, uzun vadeli ve tüm su yalıtım sektörünü etkileyecek problemlere yol açmaktadır. Su yalıtımında kullanılan tüm ürünlerin TSE veya yabancı standartlara uygun nitelikte üretilmesi gerekmektedir. Ürünlerin standarta uygunluk belgesi almış olması ne yazık ki yeterli değildir. Rekabet koşullarında, avantaj sağlamak amacıyla, standart uygunluk belgesi almış ürünlerin daha düşük teknik özelliklerde üretilmesi ve satılması sık rastlanan bir durumdur. Firmaların kısa vadeli karlar elde etmeleri, sektörün uzun vadede zarar görmesine, müşterilerimizin firmalara ve ürünlere karşı kuşkuyla yaklaşmasına neden olmaktadır. Bu zararı algılayabilen ve sektördeki yerini uzun süre korumayı hedefleyen üretici firmaların bu konuda ortak kararlar alarak acilen uygulamaları gerekmektedir. b) Su yalıtım sektörünün ikinci önemli problemi, ürünle birlikte müşteriye sunulan hizmetin kalitesindeki farklılıktır. Hizmet, ilk bakışta belirli rakamlarla ölçülebilir bir değer olarak algılanmasa da, aslında ölçülebilir değerlere dönüştürülür ve tüm su yalıtım sektöründe, ürün kalitesindeki standartlar gibi hizmetin de standartı oluşturulabilir. Satış öncesi teknik tanıtım, satış sırasında teknik danışmanlık ve satış sonrası servisi içeren hizmet kavramı, ürünün piyasa değerini ve pazar payını önemli derecede etkiler. Sektör firmaları, müşterinin ürün (+) hizmet beklentilerini doğru algılamak ve karşılamak durumundadırlar. Önümüzdeki yıllarda ürünler arası kalite farklılığı alınan tedbirlerle minimum boyutlara inecek, satışın gerçekleşmesi için geriye avantaj ya da dezavantaj olarak firmanın sunduğu hizmetteki farklılık kalacaktır. Sektörün gelişiminde rol oynayan üretici firmaların bu gerçeği göz ardı etmeden satış stratejilerini yeniden yapılandırmaları gerekmektedir. Maliyetleri arttırıcı bu tarzın erken benimsenmesi, firmalar arası denge oturuncaya kadar, satışlarda az miktarda düşüşe neden olabilir. Ancak su yalıtım sektörünün hak ettiği hızla büyümesi, bu güce sahip firmaların söz konusu riski göze almalarıyla mümkün olacaktır. 3. Su yalıtım sektöründe yapılması gerekenler Sektörümüzde faaliyet gösteren firmaları üreticiler ve satıcı-uygulayıcılar olarak iki ana grupta toplayıp, kanımca yapmamız gereken işlemleri belirlemek istiyorum: Üretici firmalar olarak bizler, sektörün pazar payını genişletmek, ya da sekteye uğratmak adına en büyük paya ve sorumluluğa sahibiz. Bu sorumluluğun bilincinde. olan firmamın müşterilerine ve bayilerine karşı olan yaklaşımını altı yıldır çok yakından, üretici konumdaki diğer firmaları aynı yakınlıkta olmasa da yaptıkları bizi de etkilediği için olabildiğince birebir takip ediyorum. Bu gözlemler sonucunda dikkatinizi çekmek istediğim iki önemli nokta var. Üretici firmalar, öncelikli olarak ürün kalitelerini pazarda edinmek istedikleri imaj ve yere göre belirliyorlar. İşte bu noktada çok net ve geri döndürülemez bir ayrım ortaya çıkıyor. Bizler pazara sunduğumuz ürünlerin kalitesini ne yazık ki istediğimiz gibi belirleyebilme hakkına sahibiz. Türkiye 33

RkJQdWJsaXNoZXIy MTcyMTY=