makale Kirliliğinin Azaltılması" yönetmeliği bu konuda atılan ilk önemli adım olmuştur. Yakıt tüketiminde tasarruf sağlayarak, halk sağlığını tehdit eden hava kirliliğini azaltmak amacı ile hazırlanmış olan bu yönetmelik hükümlerine göre, yapılarda ısı yalıtım önlemleri alınmadığı takdirde projelerin belediyelerce onaylanmayacağı ve inşaat izni verilmeyeceği kesin olarak açıklanmış olmasına rağmen bu konuda maalesef büyük bir gelişme sağlanamamıştır. Bu konuda atılmış ikinci ve en etkin adım, İmar ve İskan Bakanlığı' n ı n 30 Ekim 1981 tarih ve 17 499 sayılı resmi gazetede ilan edilmiş olan "Bazı Belediyelerin İmar Yönetmeliklerinde Değişiklik Yapılması ve bu Yönetmeliklere Yeni Maddeler Eklenmesi Hakkındaki Yönetmelik" ile gerçekleşmiştir. Bu yönetmelik ile, gerek inşaat ruhsatı alınmasında, gerekse yapı kullanım izni kağıtlarının düzenlenmesinde, binada ısı yalıtım şartlarının aranması prensibi vazgeçilemez koşul olarak getirilmiştir. Bunu takiben 16 Ocak 1985 tarih ve 18637 sayılı Resmi gazetede bu yönetmelikte bazı değişiklikler yapılmış ve yayını takiben de yürürlüğe girmiştir. Bu yönetmeliğe göre binalar ısı kayıpları bakımından çevre şart ve gereklerine uygun olarak yalıtılacak ve bu husus düzenlenecek bir lsı Yalıtım Projesi ile gösterilmiş olacaktır. lsı yalıtım projesi TS 825'te açıklanan yöntem ve kurallara göre hazırlanacaktır. İmar Kanunu, Belediye İmar Yönetmeliğinin yapı ruhsat işleri maddesine göre: Yeni inşaat, ilave esaslı tadil işlerinde yapı ruhsatiyesi almak için yapılan müracaatlarda dilekçeye diğer plan, proje ve resimler yanında ısı yalıtım projesi de eklenecektir. Ayrıca yapının kaba inşaatı ikmal edilip sıvaları yapılmadan önceki durumu ısı yalıtım projesi esaslarına göre tesbit olunur. Yapının ruhsat ve eklerine uygun olması halinde devamına izin verilir, aksi halde imar kanunun ilgili hükümleri uygulanır diyerek uyulması mecburi ısı yalıtım kurallarının denetim ve yürütümünü belediyelere vermiştir. Ancak bu yönetmeliğin uygulanması maalesef belediyelerce gözardı edilmiştir; yönetmelik ve ısı yalıtımı kurallarını belirten TS 825'e uyulduğunu bırakın ruhsatsız konutları ruhsat alarak şehirlerin merkezinde inşa edilen konutlar için dahi söylemek mümkün değil. PİAR Araştırma Kuruluşu tarafından 1990 yılında İstanbul, İzmir, Ankara, Bursa ve Kocaeli illerinde bu yönetmelik yürürlüğe girdiği tarihten sonra inşa edilmiş İstanbul'da % 53 Ankara'da % 24 İzmir'de % 84 Kocaeli'de % 84 Bursa'da % 84'ünde ısı yalıtımı uygulanmamıştır. 15.643 bina üzerinde yaptığı araştırmanın sonuçlarına göre, binaların; Son yıllarda kentsel hava kirliliğini ortadan kaldırabilmek amacı ile Ankara ile başlayan İstanbul ve Bursa ile devam eden doğalgaz projesi uygulamaya alınmış ve bu şekilde büyük kentlerimizde kışın görülen hava kirliliğini yok edebilme konusunda tüm umutlar çağımızın en temiz yakıtı olarak bilinen doğalgaza bağlanmıştır. Diğer bilinen yakıtlar ile karşılaştırıldığında doğalgaz hissedilebilir bir kirlilik oluşturmamaktadır ancak bu söz doğalgazın çevreye hiçbir olumsuz etkisi yoktur anlamında alınmamalıdır; zira yenilenebilir enerji kaynaklarının dışında, doğada temiz enerji yoktur. Doğalgazın da yanması sonucunda da atmosfere karbondioksit atılmaktadır; ancak aynı enerji miktarı için oluşan karbondioksit miktarı yaklaşık olarak kömürün 1/2'si, petrolün ise 3/4'ü kadardır. Doğalgazın yanma sıcaklığının yüksek olması sonucu özellikle uygun dizayn edilmemiş kazanlarda kullanılması halinde Nox emisyonları artacaktır. Ayrıca İstanbul gibi çok yoğun bir yerleşim alanına sahip bir megakentten havaya atılacak milyarlarca Kcal'lik ısı bölgesel iklim değişikliklerine, ekolojik dengenin bozulmasına ve beklenmeyen meteorolojik olaylara neden olacaktır. İstanbul Doğalgaz Projesi 12.000.000'luk bir mega kentin 1/4'Iük bir kısmını hedeflemektedir. Gaz verilmesi öngörülmüş semtlerdeki tüm konutlar, işyerleri ve endüstriyel tesisler doğalgaza dönüştürülse bile kentin 3/4'ü, yalıtımsız yapılarda kömür ve fuel oil yakarak, enerji savurganlığına ve çevreyi kirletmeye devam edecektir. Ülkemiz petrol ve doğalgaz bakımından fakir bir ülkedir; petrol, doğalgaz ve hatta kömürün bir kısmı da ithal edilmektedir ve ithal enerji miktarı her yıl oransal olarak ihracatımızdaki artıştan daha hızlı olarak büyümektedir. Son beş yıl içinde dünyada görülen siyasi ve iktisadi değişimler tüm tahminleri ve dengeleri alt üst etmiştir, gelecek beş yılda cereyan edecek olayları kahinler dahi kestirememektedir, dolayısı ile ileride doğalgazın fiyatının ne olacağını, tedarik edilip edilmeyeceğini önceden söylemek mümkün değildir. Bunun en çarpıcı örneği geçen yıl yaşanmıştı, Ukrayna ile Bağımsız Devletler Topluluğu arasındaki kriz son anda zorlukla aşıldı ancak bunun tekrarlanmayacağı konusunda hiç kimse garanti veremez. Bele39
RkJQdWJsaXNoZXIy MTcyMTY=